YUNANİSTAN TURİZM STRATEJİSİNİ DEĞİŞTİRECEK!

HATTA Yönetim Kurulu Başkanı Lysandros Tsilidis, Yeni Asır'a Yunanistan Turizmi'ni hakkında bilgi verdi.

- Ekonomik kriz turizm sektörüne nasıl bir fatura kesti?

Öncelikle şunun altını çizmek isterim turizmde zarar olmaz, turizm kazanç demektir. Evet, vergiler arttı. Elbette vergiye çok para ödemek güzel bir şey değil; bu artış dayanılması güç durumlara sebep olabiliyor. Ama daha başka ne yapabiliriz ki? Ödemek zorunda olduğumuz bu cezaya rağmen yine de bir şekilde yolumuza devam etmek durumundayız. Gerçek bu.

- Yunanistan'daki otellerin fiyat politikasını nasıl buluyorsunuz?

Sorunları politikacılar yaratıyor

Türkiye'deki otel fiyatları ile ülkemizdeki fiyatları karşılaştırmak hatalı bir mukayese olur. Bir kere siz euro kullanmıyorsunuz. Duyduğuma göre gelecek yıl Türkiye adına güzel gelişmeler olacak. Belki fiyatlarımız eşitlenecek ki bu da İspanya ve İtalya'yla aynı fiyatları uygulayacağınız anlamına gelir. Bu da maliyetlerinizin üzerine bir şeyler eklemenize neden olacaktır.

Fakat büyük bir çıkarınız var, vize almadan tüm Avrupa'ya gitme hakkınız olacak. Yunan adalarına gelecek Türk turist sayısında büyük artış olacağını tahmin ediyoruz. Çünkü Türkiye ile Yunan adaları arasında özel bir bağ var. Birbirlerini seviyorlar. Onların sevmediği politikacılar. Zira sorunları politikacılar yaratıyor ama onları kim takar? Bu sağlandıktan sonra vergi sorunu neredeyse yok denecek kadar azalacaktır zaten.

- Geçen sezon turizm gelirleri açısından nasıl geçti Yunanistan'da?

Mükemmel geçti. Geçen seneye oranla çok daha iyiydi. Gelecek sezon daha da iyi olacak.

- Adalardaki vergi oranlarında artış turizm faaliyetlerini nasıl etkiledi veya etkileyecek?

Bir sorun olacağını sanmıyorum. Biliyorsunuz her yıl otellerin fiyatı artıyor. Bu artışı belirli vergiler oranında yapıyorlar. Tamam, biz de çaresiz karımızla masraflarımız arasında bir denge kuracağız.

- Türkiye ve Yunanistan turizm alanında bir işbirliğine girebilir mi?

Ben bunun saçmalık olduğunu düşünüyorum. Türkiye dünyanın en önemli havayolu şirketlerinden birine sahip. Dünyanın her yerine uçuyorsunuz. "Taşıdığınız turistin yarısını bana gönderin" desem gönderirler mi, göndermezler tabii ki. Yani böyle bir paylaşımı öngörenler bence yanlış düşünüyorlar.

- Peki, nasıl bir işbirliği olabilir sizce?

Türkiye'deki otel pazarı çok büyük. Rekabet gücü yüksek. Para cebinde kalıyor. Sadece komşuyuz diye kim beni düşünür ki? Gerçek bu. THY'nin bir yetkilisine sordum. Neden örneğin bir Hindistan'a ya da başka bir yere 20 Türk acenta, 20 Yunan acenta olarak gitmiyorsunuz? Broşür mü hazırlayacağız örneğin; 20 sayfası Türk ürünleri olsun 20 sayfası Yunan ürünleri olsun. Eğer bu bağlamda birlikte hareket edersek biz kazanırız. Her kişi için banka hesabımıza bir euro koysak, milyoner oluruz. Ama nedense şimdi sizin yaptığınız gibi kimse benimle bunları tartışmadı.

- Türkiye'de turist sayısıyla turizm geliri paralel şekilde artmıyor. Her şey dahil sistemi sorgulanıyor. Yunanistan'da durum nasıl?

Burada da aynı uygulama söz konusu. Örneğin büyük adalarda çok büyük otellerimiz var. Almanya'dan gelenler zengin değil. İngiltere'den gelenler de zengin değil. Herkes geceliği bin-iki bin euro olan yedi yıldızlı, çok lüks otellere sahip olmak istiyor. Çünkü Birleşik Arap Emirlikleri'nden prenseslerin gelmesini istiyorlar, uçakla 20 eşli şeyhlerin gelmesini umut ediyorlar. Dünyada kaç tane prens, prenses vardır ki? 100, 200, 300... Dünyada turizmin hayatta kalması için yeterli mi peki? Turizmde ihtiyaç duyduğunuz şey insandır. Örneğin bir araba modeli ürettiyseniz bunun bir milyon kişi tarafından satın alınmasını istersiniz, eğer birkaç yüz tane satıyorsa bu ekonomik değildir.

- Tanıtımınızda hep adalar ön plana çıkarılıyor. Tarihsel ve kültürel zenginlikleriniz ihmal ediliyor sanki.

Evet, doğru bir tespitte bulundunuz. Kültür ne yazık ki insanların fazla bilmediği ve ilgilenmediği bir konu. Çünkü eğitimsizler. Siz her zaman Yunanistan'ın Rodos'u, Girit'i ön plana çıkardığını duyuyorsunuz. Rodos bir kültürdür. Girit bir kültürdür. Günlük turlarla bunu yaşamak zor. Rusya'dan ya da Polonya'dan gelenler bir günlüğüne uğrayıp dönmüyorlar. Bir hafta kalıyorlar ve bu kültürü yaşıyorlar. (Tsilidis bilgisayarından bana bir sunum yaptı. Yunanistan'ı artık turizm konseptleri olarak din, tarih, bilim turizmi vs. pazarlamaya başlayacak HATTA

Öz kültürümüzü koruyalım

- Yunanistan'da turistik yerlerde dükkan isimleri hep İngilizce. Yunan müziğini duymak zor. Neden?

Bu durum her yerde aynı ne yazık ki. Türkiye'de de aynı durum söz konusu. Ben hiç olmazsa dükkanlarda Zorba CD'sinin çalınmasını istiyorum. Ama gidip Michael Jackson çalıyorlar örneğin. Dediğiniz husus önemli. Ben dedeyim, torunlarım bile bana artık SMS gönderiyorlar. Yeni jenerasyon böyle. Aileler temel kültürel değerleri vermeliler. Kendi ait oldukları yerlerin yaşam biçimlerini muhafaza etmeliler. Gençler Yunan müziklerinin çaldığı kahvelere gitmek istemiyorlar günümüzde. Sizde de, bizde de umurlarında değil gençlerin ülkelerinin tarihi, kültürü...

Referandum bize olan ilgiyi artırdı

- Referandum öncesi Yunanistan ile AB arasında yaşanan gerginlik Avrupalı turistlerin Yunanistan'a olan ilgisini azalttı mı?

Bilakis, bu bizim için en güzel hediye oldu. Son altı ayda Avrupa'dan Yunanistan'a gelen turistlerin sayısı oldukça arttı. İskandinavya'dan birçok turist geldi. Çünkü onlar bu yaşananların saçmalık olduğunu düşündüler. Bu negatif de olsa bir reklam oldu Yunanistan için.

Planlarımızın odağında Türk turistler var

Yunan adaları son yıllarda Türk turistlerin gözdesi. Son beş yılda, tatil için Yunan adalarını tercih eden Türklerin oranı 10 misli artmış durumda. Yunanistan'da adaların yönetimi bir üst kurula bağlı. Yunanistan Kuzey Ege Adaları Birliği, Türklerin ağırlıklı olarak akın ettiği aralarında Limni, Sakız, Samos gibi birçok adanın bulunduğu bir kamu kuruluşu mahiyetinde. Atina'da Kountouriotou Caddesi'nde bulunan birliğin Genel Sekreteri Nikos Kostopoulos ile yönetim şemsiyesi altında bulunan adaları konuştuk.

- Adaları ziyaret eden Türk turist oranı sizin için tatmin edici mi?

Komşularımızla ilişkilerimizin gelişmesi bizim stratejik hedeflerimizden biridir. Bu bağlamda bölgemizi ziyaret eden Türk turistlerin sayısındaki artış sadece tatmin edici olmakla kalmıyor aynı zamanda planlarımızın da önceliğini oluşturuyor. Ve biz, bu bölgede ayrıca başka sinerjiler için de ortamın uygun olduğuna inanıyoruz. Ege'nin iki yakasındaki büyük ve küçük işletmeler yıllardır her ne kadar amiral gemi turizm olsa da sadece turizm alanında değil, ticaret ve tarım gibi alanlarda da işbirliği içindeler. Biz de, bölge olarak, kendi adımıza bu yaklaşımları kolaylaştırmak adına elimizden geleni yapmaktayız. Biz özellikle INTERREG gibi Avrupa Birliği'nin programları çerçevesinde sınır ötesi işbirlikleri bağlamında özel sektörü özendirmekteyiz.

Adalarda ekonomi zorda

- Ekonomik kriz yönetiminizdeki adaları nasıl etkiledi?

Yunanistan'da krizden etkilenmeyen bir bölge ya da şehir yoktur. Bu zor bir durum. Bölgesel ekonomi, vergilerin yükseltilmesi, kapalı bankalar ve nakit akışı eksikliği arasında hayatta kalma savaşı veriyor. Adalar için uygulanan katma değer vergisi oranının yükseltilmesi zaten zor olan koşulları daha da zorlaştırdı. Fakat bütün bu negatif etkenlere rağmen kuzey Ege adalarımızın halkı asla pes etmiyor.

İşyerlerini ayakta tutmak için çabalıyorlar ve biz de kendilerini mümkün olan her anlamda destekliyoruz. Şu an adalarımız için büyük önem taşıyan ROP (Bölgesel Operasyonel Program) üzerine odaklanmış durumdayız. Bu program turizm, tarım, ticaret gibi çok önemli sektörlerde yatırım yapabilmeleri için yerel girişimcilere önemli fırsatlar, kolaylıklar sunacak. Bu kolay bir iş değil, zamanla ve çalışmayla mümkün ama mevcut tüm araçları kullanarak ve tüm yollara başvurarak adalarımıza refah ve kalkınma getirmek için çaba sarf etmeye devam edeceğiz.

- Suriyeli sığınmacı krizi Kuzey Ege adalarında ne durumda?

Özellikle Midilli'de durum tahmin dahi edilemeyecek durumda. Sadece geçen Eylül ayında 200 bin mülteci kuzey Avrupa ülkelerine ulaşabilmek amacıyla hayatlarını tehlikeye atmak suretiyle denizi aşıp geldi. Çoğunluğu kadın ve çocuk olmak üzere 70'den fazla sığınmacı öldü. Bu çok ağır bir görev ve herhangi bir yardım alamasak da elimizden gelenin en iyisini hatta daha da ötesini yapmaya çabalıyoruz. Bölge halkı gerçekten önemli bir dayanışma sergiledi, belki hoş bir kelime değil ama her gün kendi gereksinimlerinden tasarruf etmek suretiyle ulusal makamların ve Frontex'in (Avrupa Birliği Sınır Güvenliği Birimi)çalışmalarına destek olmaya çalıştı.

Sınırlar bölmemeli, birleştirmeli

- Kuzey Ege Yunanistan Adaları ve Türkiye arasındaki dostluğu nasıl daha çok geliştirebiliriz?

Az önce de ifade ettiğim gibi bu bizim için stratejik bir hedef aslında. Yakın işbirliklerinden hepimiz bütün alanlarda fayda görürüz ve anlamamız gereken bir gerçek var ki sınırlar toplumları bölmemeli bilakis birleştirmeli.

- Mykonos, Santorini, Sakız gibi bazı adalar çok popüler. Fazla tanınmayan adaların tanıtımı için çalışmalarınız olacak mı?

Her Yunan adası kendi öz kültürüne, özelliklerine sahiptir. Biz tanıtımda bu farklılıklara önem veriyoruz, birbirinin tıpatıp aynısı iki ada göremezsiniz ama bunu fark edebilmeniz için Limni (Limnos), Bozbaba (Agios Efstratios), Sakız (Chios), Balık Adası (Psara), Koyun Adası (Oinousses), Sisam (Samos), Ikaria, Fournoi ve Thymena adası gibi bütün adaları ziyaret etmeniz gerekir. Bizim stratejimiz her adayı kendi özellikleriyle tanıtırken aynı zamanda hepsinin birleşimiyle bölgenin genel imajını ortaya koymak.

Sezonu 6-7 aya çıkarmak istiyoruz

- Adaları tarihi ve kültürel özellikleriyle kış turizmine de açıp turizm aktivitesini 12 aya yaymayı düşünüyor musunuz?

Bu şekilde turizmi 12 aya yayabilir miyiz, bilmiyorum. Daha çok yatırıma ve altyapıya ihtiyacımız var. Malum kış aylarında kara ile havayolu bağlantılarımız çok az. Ama turizm sezonunu 6-7 aya çıkarmamız mümkün ve bu da bizim amaçlarımız arasında. Turizm hareketliliğini daha uzun bir periyoda yayabilmek Türkiye tarafıyla birlikte çalışarak geliştirilebilecek bir proje olabilir. Destinasyonlarımızı ve deneyimlerimizi birleştirmemiz durumunda tatilleri için daha bütünsel bir arayış içinde olan turistlere çok cazip gelebilir bu işbirliği...  ( Kaynak: Yeni Asır )