101 YAŞINDAKİ MUSTAFA DEDEM'E ZİYARET
Uzun zamandır kendisini ziyaret etmek istiyordum. Torunu Ercan Mert kardeşimi aradım ve yanına gitmek istediğimi söyledim. Oda heyecanla Bekliyoruz Abi dedi. Sabahın ilk ışıkları ile yolumu turizm cenneti Kemerin Beldibi mahallesine çevirdim. Amacım bölgenin en yaşlı simalarından halen nüfus kâğıdında 101 yaşında görünen asıl yaşının 106 olduğunu öğrendiğim Mustafa Çelik Dedemi görmekti. Mustafa Çelik Dedemiz halen Beldibinde yıllar önce kendi elleri ile yaptığı taş duvarlı evinde oğlu 70 yaşını geçen Hafız Amcam ile birlikte kalıyor. Eşi Döndü Çelikİ 94 yaşındayken 2008 yılında kaybetmiş. Bölgede bulunan çocukları kendisini hiç yalnız bırakmıyor. Mustafa Çelik Dedemizin yedi çocuğu var. Baki, Mehmet, İsmet, İbrahim, Hayriye, Hatice ve Yaşardan 18 Torun ve 13 de Torununun çocuğu var.

Beldibi Mahallesinde Ercan Mert kardeşim ile buluşuyor, dedemin yaşadığı evine doğru yol alıyoruz. Mustafa Çelik Dedemizden uzun yaşamanın sırlarını ve geçen zamanda yaşadığı anıları öğrenmek için sabırsızlıkla kapısını çalıyoruz. Mustafa Dedem taş duvarlı eski ama sağlıklı bir evde oturuyor.
Sabah saat 10.00 kapısına geldiğimiz ve seslendiğimiz dedemizi evde yatarken buluyoruz. Odanın içerisinde cam kenarında yatan Mustafa Dedem bizi görünce, önce torunu Ercana bizi soruyor ve gazeteci olduğumuzu öğrenince zar zor yerinden kalkıp yatağına oturuyor. Bize Hoşgeldiniz! derken bizde asırlık Mustafa Dedemizin heyecanla ellerinden öpüyoruz. Yer yatağının hemen yanında bulunan pencerinin içerisinde ilaçları, yaprak takvimi ve eski radyosu dikkatlerimizi çekiyor.

Bize Hayırdır? derken bizde eskileri ve bu ana kadar yaşadıklarını sormak için geldiğimizi söylüyoruz. Bu arada oğlu Hafız Amca ise diğer yatakta bizim geldiğimizden habersiz uyumaya devam ediyor. Mustafa Çelik Amcam, Beldibide Çelik ailesinin en büyüklerinden. Yaklaşık 200 yıl önce dedelerinin Anamurdan buraya geldiklerini bana iletiyor. Mustafa dedemin hafızası çok açık ve ne sorarsak berrak bir dille ve net ifadelerle cevap veriyor bizlere..
Çekirge istilasını hiç unutmuyor
Eskiden yokluk çoktu evladım. Bizler yokluk ile mücadeleler ettik. Eskiden hiçbir şey yoktu. Bu bölgede sadece 4-5 derme çatma ev vardı. Bu arada mallarımız ( Hayvanlar ) vardı. Onları beslemeye çalışır ve yaylada da bir şeyler eker, biçerdik. Çok zor günlerdi. Bu arada 8-10 devemiz vardı. Onlar ile buradan Hurma üzerinden Korkuteline yaylaya çıkardık. Orada yiyeceklerimizi hazırlar yine develer ile buraya dönerdik. Eşeğimiz develere öncülük ederdi. Şimdiki bolluk nerede? Bu arada bir ara çekirge istilası yaşandı buralarda. İşte o zaman tam bittik. Çekirgeler neyimiz var neyimiz yok hep yediler, bitirdiler. Hiç unutmam palamut ağaçlarını bile yediler. Bu arada eskiden buralara çok yağmurlar yağardı. Yağmurlarla denizin içinin çekirgeler ile dolduğunu bilirim. Yoklukta mısırların darılarını bile öğütüp yediğimizi bilirim. O günleri hiç unutmam

Sohbetimiz devam ederken kapı açılıyor ve dedemin kızları Hatice ve eşi Recep ile kızı Hayrive ve gelini Binnaz Çelik içeriye giriyorlar ve onlarda bizim sohbetimizi dinlemeye başlıyorlar. Onlarda babaları Mustafa Dedemizin anlattıklarını dinledikçe eskilere gidiyorlar gözü yaşlı bir şekilde
Sohbet olur da askerlik anısı olmaz mı? Askerlikten soruyorum Mustafa Dedeme.. Bir Ahh çekiyor ve başlıyor anlatmaya..

Ben askerliğimi Mardinde yaptım. Askerdeyken Atatürkü çok duyduk. O çok büyük bir komutandı. Askere Antalyadan vapurla Mersine gittik orada altı ay talim gördük ve oradan da trenle Mardine gittik Jandarma olarak. Yine zorlu günlerdi o günler. 3 yıl askerlik yaptım. Tam dönecekken Dersimde yaşanan çatışmalar nedeniyle askerliğim 11 ay uzadı. Bu arada 2. Dünya savaşı sırasında da seferberlik emri ile 11 ay Edirnede askerlik yaptım. Yine buraya da trenle Bandırmaya oradan da vapurla İstanbula ve oradan da Edirneye gittik. Ahh o yıllar! Bu arada dört dayım Çanakkale Savaşlarında şehit oldu. Yemene gidenler hiç geri gelmediler. Asker arkadaşlarım Yayladan Tat Osmanı, Göynükten Alim, Ağvadan Süleymanı, Çandırdan Sarı Hasanı,Çakırlardan Gökveliyi, Bahtılıdan Bekiri, Çitdibinden Halili hiç unutmam.
Yoğurdu çok seviyor
Maşallah derken uzun yaşamanın sırlarını öğrenmek istiyorum kendisinden. En çok ne yemeğini sevdiğini soruyorum kendisine: Ben yemek ayırmam. Çocuklarım ne getirirlerse onu yerim. Ama en çok yoğurdu sevdiğimi söyleyebilirim. Yoğurdu yıllardır yerim. Bu arada peynir, zeytin ve turp da benim en sevdiğim tatlar arasında


Sabahları saat 05.00 de ayağa güne Bismillah diyerek başlayan Mustafa Çelik Dedem, ağrılarından da şikayetçi. Pencerenin içine dizili ilaçları düzenli olarak kullanırken, dizlerindeki ağrıları ile gülümseyerek anlatıyor bize Eeeee ne olacak evladım. Bu yaşta tabii ki bu ağrılar olacak. Buna şükür. Benim tek amacım ölünceye kadar ibadetimi yapabilmek. Haftada bir çocuklarım beni Cuma namazı için camiye götürüyorlar. Bu arada ilaçlarımı almak içinde beni doktora getirip getiriler. Allah onlardan razı olsun
Yaş 101 ama sordukça sormak geliyor içimden. Ne varsa öğrenmek istiyorum. Hadi diyorum bahçeye çıkalım. Biraz da orada sohbet ederiz diyorum. Kırmıyor beni ve çocuklarının yardımı ile iki büklüm elinde iki bastonu ile bahçeye çıkmak için ayaklanıyor. Torunu Ercan kapıda ayakkabılarını giydiriyor ve bahçeye çıkıyoruz. 5 adıma tıp bahçede yer alan sandalyeye güç de olsa oturuyor. Yeter mi? diye soruyor bana. Yanına yaklaşıyorum ve tekrar elini öpüp teşekkür ediyorum beni kırmadığı için. Kendisine 106 yıllık hayatı boyunca hiç unutmadığı bir şeyin olup olmadığını ve en çok neyi özlediğini sorduğumda ise, düşünüyor ve Boşverrrrr! diyor içini çekerek. Bunun üzerine bizde kendisini zorlamıyoruz.

İçeriden kızı Hatice Teyzenin bir akse yoğurt getirdiğini görüyorum. Hakiki keçi yoğurdundan yapılmış yoğurttan yiyen Mustafa Çelik Dedem son olarak gençlere nasihatlerde bulunuyor:

İleride herkes yaşlanacak. Allah ömür verdiği sürece yaşayacağız. Herkes birbirine sevgi ve saygı duysun. Anna ve babalara saygı göstersin. Onlar anne babalarına ne kadar saygı gösterirse ileride çocuklara onlara aynı sevgiyi gösterir. Ben artık bu ömrün sonlarındayım. Zamanın nasıl geçtiğini anlamadım, bu yaşa geldik. Allah herkese uzun ömür versin. Biz de bir asra sığan ömür diyerek geldiğimiz ve sohbet ettiğimiz Mustafa Çelik amcamıza Allahtan sağlık, sıhhat ve daha uzun ömürlü bir hayat diliyoruz.







