BU NASIL TURİZM? KEMER'DE BİR GECELİK GERÇEKLER!

Geçtiğimiz akşam, gecemi Kemer’de geçirmek üzere yola çıktım. Şehir merkezinde bir otele yerleştik. Düşüncemiz şuydu: Hem merkezde olacağız hem de kısa da olsa güzel bir yaz akşamı yaşayacağız. Fakat ne yazık ki öyle olmadı.
Beklentimle Gerçek Arasında Büyük Uçurum Vardı
Yemekten sonra eşimle birlikte çarşıya çıktık. Marinanın hemen yanından Kemer 1 sahiline doğru yürüyüş yapalım dedik. Dedik ama, sahilde karşılaştığımız manzara bizi hem şaşırttı hem de üzdü. Sahil bandında temizlik yoktu. Yerlerde bira şişeleri, izmaritler, toplanmamış çöpler…
Bu görüntülerin, Kemer gibi turistik bir ilçede yaşanıyor olması oldukça düşündürücüydü.
Seyyar Satıcılar ve Gürültü Kirliliği
Sahilde yürürken dar gezi yolunun seyyar satıcılar tarafından işgal edildiğini gördüm. Midye tezgâhları, seyyar dükkanlara dönmüş adeta. Görüntü olarak son derece rahatsız edici.
Gürültü ise cabası!
Her otel kendi müziğini adeta yarış edercesine son ses açmış. Müzikler birbirine karışmış, kulak sağlığınızı geçtim, ruh sağlığınızı bile tehdit eder durumda. Bu nasıl turizm anlayışı, anlamakta zorlanıyorum.
Tüm bunların yanında, sahile inmek bile ayrı bir çile.
Deniz manzarası görmek istedik ama sahil boyunca uzanan yüksek demir korkuluklar nedeniyle adeta bir kale suruyla çevrilmiş bir alanla karşılaştık. Denize ulaşmak zor, manzarayı seyretmek neredeyse imkânsız. Turistik bir kentte, denizle insan arasına bu kadar mesafe konulması anlaşılır gibi değil.
Ters Evin bulunduğu Park İçler Acısı halde
Gece yürüyüşümü çarşı tarafına doğru sürdürdüm. “Ters Ev”in bulunduğu parkın hali içler acısıydı. Yine etrafa dağılmış şişeler, çöpler, izmaritler… Bu pisliği bırakan kadar, toplamayanın da sorumluluğu var. Kemer’i uzun zaman sonra ilk kez bu kadar kirli ve bakımsız gördüm. Bu arada parklar büfeler ile dolu. Bu da ayrı bir keşmekeş...
Kemer Esnafı Umutsuz, Turizm Sezonu Kötü Gidiyor
Esnafla konuştuğumda herkesin ortak düşüncesi aynıydı: “Bu yıl kadar kötü bir sezon yaşamadık.” Otelci, acenteci, hediyelik eşya satıcısı, restoran işletmecisi… Herkes mutsuz, herkes çaresiz. Turizmde işler yolunda gitmiyor. Esnaf, yazın ortasına gelmişken hala sezonun “ne zaman başlayacağını” soruyor.
Çığırtkanlık, Etiketsizlik, Başına Buyrukluk…
Elbette işini düzgün yapan esnafa sözüm yok.
Ama hâlâ müşteri çekmek için bağıran, çağıran, çığırtkanlık yapan esnaflar var. Bu tavır sadece yerli değil, yabancı turist için de itirici bir davranış. Ayrıca yıllardır çözülemeyen etiket sorunu da hâlâ sürüyor. Girdiğim birkaç dükkânda fiyatların görünmediğine bizzat tanık oldum.
Sabaha Kadar Süren Gürültü: Dinlenmek Mümkün Değil
Bunca yorgunlukla otele döndüm. “En azından biraz dinlenirim” diye düşündüm ama sabah saat 03.30-04.00’e kadar bangır bangır müzik sesinden uyuyamadım. O sesler öyle bir şiddetteydi ki, adeta beynimin içinde çalıyordu.
Kemer’in bir eğlence merkezi olduğunu anlıyorum ama bu keşmekeş nedir? İnsanların eğlenmeye hakkı olduğu kadar, dinlenmeye de hakkı yok mu?
Yetkililere Sesleniyorum: Bu Gidişle Kemer Kaybeder!
Kemer bu gürültü ve çevre kirliliği sorununu çözmezse, inanın turizmde ilerlemesi çok zor. Otellerde kalan turistlerin en çok şikâyet ettiği konu “gürültü kirliliği”. Bunun için yetkililerden beklentim büyük:
Etkinliklerin ses desibel seviyeleri düzenlenmeli, belli bir saate kadar sınırlandırılmalı. Her isteyenin kafasına göre yüksek sesle müzik yayını yapmasına izin verilmemeli.
Bir kez daha söylemek istiyorum:
Eğlenmek hakkınız, ama dinlenene de saygınız olmalı!
Halil ÖNCÜ / Turizm Dosyası