HER ŞEYİN BAŞI DİKKAT!

Zaman zaman içimizi yakan, görmek istemediğimiz ama ne yazık ki karşılaştığımız haberlerden biri: Trafik Kazaları.
Özellikle Antalya gibi içinde yaşadığımız turizm bölgelerinde, yaz sezonunun yoğunlaştığı bu günlerde yaşanan kazalar yalnızca araçları değil, adeta hayatları da paramparça ediyor.
Daha önce çok sayıda bu tür üzücü kaza haberi ile karşılaştık. Bizzat olay yerinden haberler yaptığım oldu.
Bu tür haberleri okumak belki normal gibi ama o anı yaşamak inanın çok zor ve bir o kadar da etkileyici!
Bugün yine üzücü bir haber aldık. Antalya'nın Aksu ilçesinde bir otel servis otobüsü, midibüs ve kamyonun karıştığı feci bir trafik kazası yaşandı. Son aldığımız haberlere göre 21 kişi yaralandı. Çok şükür ölüm yok. Bu da tesellimiz. Olay yeri adeta ana baba günü oldu. Çok vahim bir tabloydu. O insanların yüzlerindeki korkuyu, şaşkınlığı, acıyı bir düşünün...
Ve bir kez daha soralım: Bu kazalar neden oluyor?
Yerli ve yabancı turistleri taşıyan, otel servisi yapan bu araçların karıştığı bu üzücü kazalar artık sıradan haber başlıklarına dönüşmemeli.
Kader için bişey diyemem ama; bence, işe gitme, işten eve dönme ve tatil hayalleriyle yola çıkan insanların, dikkatsizlik ya da ihmalkârlık sonucu hayatlarını kaybetmesi asla kabul edilemez.
Bu konuda geçtiğimiz günlerde görüştüğüm birkaç turizm taşımacılığı yapan şoför dostla konuşma fırsatım oldu. Her yıl olduğu gibi bu yıl da, sezon başladığından bu yana neredeyse hiç dinlenemediklerini, hayatlarının otobüslerde geçtiğini ve çoğu zaman araçların bagajlarında uyumak zorunda kaldıklarını anlattılar. Durmaksızın yollarda olduklarını ve bu nedenle sürekli yorgun hissettiklerini özellikle vurguladılar.
Bakınız, birkaç örnek vermek gerekirse; turizm taşımacılığı yapan araçlar, turistleri belirli noktalara bırakıp yeniden almak üzere beklerken, kendilerine ait dinlenecek bir alan bulamıyorlar. Sıcağın alnında, 45-50 derece sıcakta, gölgede vakit doldurmaya çalışıyorlar.
Bu kabul edilemez bir tablo.
Benim önerim net!
Antalya’da, Kaş’tan Gazipaşa’ya kadar belirlenecek bölgelerde, bu şoför dostlarımız için acil dinlenme alanları oluşturulmalı. İçinde duş, tuvalet, klimalı oturma alanları, hatta kısa süreli uyku odaları olmalı. “Petrole çekeyim”, “Yolda kenara çekip biraz uyuyayım” anlayışı artık yeterli değil. Yorgunluk, kazaların en büyük sebeplerinden biri. Ve bence bu yorgunluk görmezden geliniyor.
Burada sorumluluğun sadece sürücülerde olmadığını; yetersiz dinlenme koşullarının yanı sıra, denetimsizlik ve plansız turizm taşımacılığı düzenlemeleri zincirin diğer halkalarını oluşturuyor diye düşünüyorum. Şüphesiz ki, bu zincirin en güçlü halkası da dikkat!
Şoför dostlarımıza buradan bir çağrı yapmak istiyorum: Lütfen, her yolculuğu kendi ailenizi taşıyormuşsunuz gibi düşünün. Her şeyden önce, sizin canınız da çok kıymetli.
Yetkililere ise bir hatırlatma: Denetimler, altyapı ve sosyal alanlar sadece turistler için değil, onları taşıyan emekçiler için de şart. Trafik güvenliği, son dönem gündemimizden düşmeyen turizmin sürdürülebilirliği kadar hayati bir konu!
Son olarak:
Direksiyon başındaki bir anlık dalgınlık, bir ömür sürecek pişmanlık olabilir.
Bence, bundan sonra daha fazla can yanmadan, önlem almanın zamanı geldi diye düşünüyorum.
Halil ÖNCÜ / Turizm Dosyası