BİR TUTAM NOSTALJİ. HASAN HÜSEYİN ÖNCÜ'NÜN GÖZÜNDE 1950'Lİ YILLARDA ÇANAKKALE

BİR TUTAM NOSTALJİ.  HASAN HÜSEYİN ÖNCÜ'NÜN GÖZÜNDE 1950'Lİ YILLARDA ÇANAKKALE
Eskilere daldık, 1950'li yıllara döndük...
 
 
Gerçekten de eski albümlere bakınca insanın içi bir cız ediyor. Kimler gelmiş, kimler geçmiş diyor ve resimlerin arka planlarındaki değişimi görünce şaşırıyoruz. Babama soruyorum.? “ Ne zaman nerde doğdun?”diye ve babam Hasan Hüseyin Öncü başlıyor anlatmaya…
 
Hasan Hüseyin Öncü ve kardeşi Kerim Öncü 1956 yılında çekilen bu fotoğrafta, Çanakkale’de şimdiki Cumhuriyet Meydanının bulunduğu alan. Arakada ise Salamiya’nın Palamut Mağazası ve Hüseyin Akif Terzioğlu ve kardeşi Yunus Terzioğlu'nun yazıhanesi görülüyor.

Dedesi Çanakkale savaşında şehit düştü, 9 yaşında babasını kaybetti…

“ 1943 yılında Çanakkale’nin merkez köyü olan Musaköy de doğdum. Babamın adı Halil Annemin adı ise Binnaz. Babam 1319 yılında Bulgaristan Kırcali’de doğup, oradan Çananakle’nin merkez Özbek Köyüne gelmişler. 1. Dünya Savaşının en yoğun döneminde göç edip Çanakkale’ye gelmişler. Babam Musaköy’e ilk geldiği zamanlarda, bize anlatılana göre Eyüp Balcı isminde köyde yaşayan bir vatandaşın kız kardeşi ile evlenmiş. Şu anda onun ismini hatırlamıyorum. O dönem hastalık nedeniyle eşini ve kızını kaybetmiş. Sonrasında da annem ile evlenmiş. Annem de Çanakkale’nin yerlisi ve Musaköy’ün yerlisi. Bu arada annem 5 aylıkken babası Çanakkale Savaşlarına katılıyor. Annem 5 aylıkken dedem cepheden geliyor ve annemi bir kez görüyor ve sonrasında da şehit düşüyor. Orada yatan 250 bin şehitten bir tanesi de dedem olduğunu için büyük guru duyuyorum.Köyün en garibanlarından bir aile olarak gözüküyormuş bizim aile köyde. Babam kısa süre orda köy korculuğu ve başka ailelerin ( ağa niteliğinde )  yanında hizmetkarlık da yapmış. Babam orada köyde lakabları ile ünlü Bakla deresi mevkiinde 1 tane , Kayadere Köyünde 3 tane , Başdeğirmen, Orta değirmen ve Musaköy’ün yanındaki 2 değirmende de değirmenci olarak çalışmış. Ayrıca babamın 3 tane balıkçı kayığıı varmış. O günkü günlerde balık tutma usulleri çıra yakılıp ışık yapılıp, zıpkınla balık avlanırmış. Yine o yıllarda dinamitle de balık tutulurmuş. Babam onları da yapmış. 1943 yılında ben dünyaya geldim. Ayrıca 1947 yılında da kardeşim Kerim dünyaya geldi. O yıl içinde sünnet olacaktık. Sünnet olacağım sene Ezine Bahçeli köyünde Ezine’nin yerlisi olan Harman Makinesinin sahibi Emrullah’ın Harman Makinesinde kaza neticesinde Babam, demet verilen yere düşmüş. Ve ayakları kıyma gibi çıkartılmış. Ve b gece sonrasında da hayata gözlerini yummuş.”
Bu andan itibaren farklı bir yaşam çizgisine geçen Hasan Hüseyin Öncü bakın sonrasını nasıl anlatıyor.. “ İşte bu andan itibaren bizim farklı bir yaşam çizgimiz ortaya çıktı. Babam hayata gözlerini yumduğu zaman ben Musaköy’de  ilkokul 2. Sınıfa gidiyordum. 1954-55 yılında ilkokulu burada zor da olsa bitirdim. Okula giderken, evin en büyük oğlu olarak eve de katkı sağlamak amacıyla Annemin de onayı ile 2 tenekeye ( O zamanlar kile denirmiş-2 kile ) 3 ay çobancılık yaptım. B arada Musaköy ve civarında bilmediğim yer yoktur.  5. sınıfı bitirdiğimiz zaman o dönem şu anda rahmetli olan teyzemin torunu Burhan Obalı ve halen Çanakkale’de emekli olan Lütfi Özer ile birlikte ( Kordon Sitelerinde İkamet ediyor ) Meslek Lisesine gitmeye karar verdik. Meslek Lisesinin yatılı olan bölümlerine diğer arkadaşlar alınırken, beni  kontenjan dolu diyerek almadılar. O dönem güven duygusuna sahip olduğum Emine Halamın evine gittik. Ben Endüstri Melek lisesine yazıldım. Halamın okula gitmeme engel olması ve yanında bulunmamın rahatsızlık vereceğini bana söylenerek, ben çok istememe rağmen okula gidemedim. Bu içimde her zaman ukte kalmıştır. Kısmet olmadı ama çok okumak isterdim. Ne yapacağımı düşünürken, Köye tekrar geri döndüm. Burada Annemin fikrini almak istedim. Ve anneme ben berber çırağı olup, hiçbir şey olamasam da burada Tavşantepe köyünü tıraş ederim deyip yıllarca yapacağıma mesleğime adım attım. Annem bana bu konuda “Beni niye bu kadar masrafa soktun oğlum” deyip öfkesinden elimdeki sepeti kafamda kırdığını dün gibi hatırlıyorum.”
 
Hasan Hüseyin Öncü, askerlik dönüşü ustasının maddi ve manevi destekleri ile 1965 yılında Bostanlar sokağında bu dükkanı açmıştı.
 
( 1967 )  - Hasan Hüseyin Öncü futbol meraklısı ve Çanakkalespor’a da gönül vermiş bir isim. Çanankalespor’un oluşumunda  Kalespor, Boğzaspor ve Türkgücü'nün birşeiminde oluşan Çanakkalespor'un deplasman maçlarına da devamlı giderdi. Yukarıda resimde Anadlo Üsküdar- Çanakkalespor maçına gittiklerinde Beyazıt Üniveristesi parkında çekilmiş. İşte o dönem maça giden isimler.. Kadir Değrmenci, Kazım Akman,Hasan Hüseyin Öncü, İsmet Coşkun
 
Öncü Yeşilova-Çanakkalepsor maçı öncesi arkadaşları ile birlikte görülüyor. Bu resimde bakın kşmle var. Soldan sağa: Ayaktakiler: Çanaklalespor Lokali garsonu Bigalı Ahmet, Hammal Yahya.. Oturanlar: Hasan Hüseyin Öncü, Kip’in sahibi İbrahim Kartal, bir zamanlar aynalı çarşıda mavnalık yapan Mehmet Esen, Kadri Paydaşı oğlu Cahit Paydaş,  kasap Adil Nalbantoğlu ve Dsi’den emekli soysimni hatırlayamadığımız Kaan… ( 1968 )

“1954 yılı Çanakkale’si nasıldı? “ diye sorduk ve babam başladı anlatmaya….

1954 yılında Çanakkale’ye gelen Hasan Hüseyin Öncü, yıllarca yapacağı Berberlik sanatının ilk adımlarını atar. İlk geldiği 1954 yılında Çanakkale’ye gelen Hasan Hüseyin Öncü bakın bize O dönem Çanakkale’sini nasıl özetliyor..
“1954 yılı. Çannakkale’ye Berber çırağı olarak gelsim. Geldiğim dönemdeki Çanakkale’yi  şöyle özetleyebilirim. 116. Jandarma alayı o dönem Piyade alayıydı. Aynı şekilde yerinde duruyordu. Boğaz Komutanlığının olduğu bölgede tek tük evler vardı. Salı pazarının bulunduğu alanda da o dönem Özbek Mahallesi vardı. Orası da Özbek Mahallesi olarak anılırdı. Şu anda bulunan Stadyumunun olmadığını ve oraların boş olduğunu söyleyeyim. Yine şu andaki Ordu evinin hemen yanında Akfa Konserve Fabrikası vardı. Şu anda bulunan Nedime Hanım Kız Meslek Lisesinin bulunduğu alanda da Garaj vardı. Oradan garaj iptal edilip karşısına geçmişti. Şu anda Fen Lisesinin olduğu yerde de Stadyum vardı ve hemen karşısında da Un değirmeni,Hüseyin Akif Bey Terizoğlu ve Kardeşi Yunus Terzioğlu’nun bürosu, ve yine oranın yanı başında da Çanakkle’nin yerleşik Yahudilerinden Salemiya’nın Palamut Mağazası vardı. Bu palamutlar oradan Limandan gemilere yüklenirdi. Yine O’nun yanıda Adliye Sarayı eski binada hizmet veriyordu. Fevzibaşı Mahallesi ise şu andaki haliyle duruyordu. Meşhur Kuyu sokak aynı bu günkü haliyle o zamanda duruyordu. O dönem küçük köprü yok ve tahtaların üzerinden geçiliyordu. Barbaros Mahallesinde de elle sayılacak ev vardı.Yine unutamadım anılardan bir tanesi de şu anda bulunan DSİ’nin bulunduğu alanda Hayvan pazarı( Panayırı) olurdu. O dönem yaşayan ve size söyleyebileceğim Eski Çanakkale’lierden Fotoğrafçı Hüsnü Dayı, Fotoğrafçı İsmail Hakkı, Dava Vekili Kuru Ahmet ve yine Bomberşe Faik Seçkin’i sayabilirim. “
 
Hasan Hüseyin öncü 1965 yılında evlenmişti. Eşi Nihal Öncü daha önce genç kızlığında Halileli köyünden Suat Fenecigilin tarlasında domates toplardı. Resimdekiler soldan sağa hatırlandığı kadarıyla Nihal Öncü, İntepeli Cahide, Mükerrem, Halime Öncü, Mediha, Nefize, Resmiye…
 
1965 yılında tanıştığı ve 1966 yılında Çannakle'nin Barabros Mahallesinde eveini yaptığı evin ilk komşularını albümüne koyan Öncü, çoğu vaft eden bu resimdeki dostlarını hiç unutamıyor. ( 1963 )

Berberliğe ilk adımı atmasında ustası yerleşik Çanakkalelilerden  meşhur Berber Bilal Barış'ın büyük katkıları olduğunu vurgulayan Hasan Hüseyin Öncü, “ Bana mesleğimi öğrettiler ve insanlığın ne olduğunu öğrettiler” derken gözleri doluyordu. İşte o dönemi bakın Öncü nasıl anlatıyor…
 
Hasan Hüseyin Öncü Bostanlar sokağında bir sünnet düğününde tıraş yaparken. Sünnet çocuğu ise halen Cuma Pazarının içinde balıkçılık yapan Günay….

“Teyzemein oğlu Recep Erdal Çanakkale’de berberdi..Burada eski berberlerden Suat Öner’in yanında çalışıyordu. Orada 5-6 ay kalabildim. Akrabamızdan destek yerine maalesef köstek gördüm. O günkü ortamda bu kez Nur içinde yatsın beni evladı sayıp hayat akışımı değiştiren ustam Bilal Barış ustamın yanına geldim. Ustam Bilal Barış ve eşi Bedriye Barış beni anne baba gibi 5.5 yıl evlerinde barındırdılar. Bana mesleğimi öğrettiler ve insanlığın ne olduğunu öğrettiler.Şu anda Çanakkale2nin Cumhuriyet Meydanında Truva Yazıhanesi olan yerde ustamın dükkanı vardı. Çanakkale de zaten berber sayısı o dönem 10-15 arasındaydı. Bayan Kuaförü ise 2 taneydi ki bunlardan bir tanesi yine ustam Bilal Barışın eşi manevi annem Bedriye Barış’a aitti. Bir değer Kuaför ise Fehmi Tarkan ‘dı. Ardından da 3. kuaför olarak Arif Elibol dükkan açtı.”

Çanakkale-İstanbul arasında feribotlar çalışırdı…

1950’li yıllarda İstanbul-Çanakkale, Çanakkale-İstanbul arasında yolcuların taşındığı feribot seferlerinin düzenlendiğini hatırlatan Hasan Hüseyin Öncü, Ayvalık ve Gemlik adını taşıyan gemilerin yanaşmasını Çanakkalelilerin merakla beklediğini kimlerin gelip kimlerin gittiğini de merakla seyrettiklerini ifade ediyor.
“ O dönem deniz yolları bir hayli hızlıydı. Çanakkale’den İstanbul’a gemi seferleri vardı. Örneğin Pazar Günleri Saat 09.00 sabah hareket eden gemi akşam 09.00 da İstanbul Karaköy Limanına girerdi. Dönüş ise Çarşamba Günleri Karaköy’den Çanakkale’ye olurdu. Gemilerin adları ise Ayvalık ve Gemlik’ti . Bütün Çanakkale halkı Limana gelip, kimler İstanbul’dan gelir, kimler İstanbul’a gider onları takip ederdi. Bu da Çanakkale’nin en büyük turizmiydi. Ve bu arada o günkü ortamda karayolu olarak da ulaşımda iki tane otobüs firması vardı Bir tanesi İnönöz bir tanesi de Yılmaz turizmdi. Bunların da her gün 18.00- 21.00- 23.00 saatlerin seferleri olurdu. Rekabet çoktu. Bu arada gemi geldiğinde Çanakkale hareketlenir ve bizimde işerlimiz daha farklı olurdu.1960 ihtilaline kadar ben orada ustamla çalıştım. Ustamın iyi niyetiyle askere de gideceğim için köylerde berberlik yapmaya karar verdim. O zamanlarda Çananakle’ye bağlı 7 km. ötedeki Kurşunlu Köyüne buğday karşılığı tıraş yapmaya başladım. Kurşunlu Dörtyolda Halil Gür’e ait kahvede de saat 09.00 dan akşam saat 16.00 ya kadar kişi başı 50 krş. a berberlik yaptım. “

Gemlik gemisi ile askere gitti.

1963 yılı Kasım ayının 23. ünde bir Pazar günü Gemlik gemisine binerek Kasımpaşa Erat İşlem Şube Müdürlüğüne askere gittiğini ifade eden Hasan Hüseyin Öncü, O süreci bize şöyle özetliyor.. “ Orası toplama merkeziydi. Oradan da da Ünlü “ Tarı “ gemisiyle sabaha kadar yolculuktan sonra Bandırma’ya vardık. Bandırmadan da trene binerek İzmir’ e Basmane’ye geldik. Poligonda askerliğe başladım. Sırasıyla 1964 senesinde Yassıada,sonrasında İskenderun Deniz Fabrikaları NBC yangın ekibine usta birliğine gittim. Orada askerliğimi bitirerek 1965 yılında Çanakkale’ye geri döndüm.”

1965 yılında İntepe’den Nihal Öncü evlendi..

Askerden döner dönmez evliliğe adım attığını anlatan Hasan Hüseyin Öncü, evlenmelerinde halaların büyük rollerinin olduğunu belirtirken bakın bu süreci bize nasıl anlatıyor.” 1965 yılında askerden döner dönmez ne olduğumu anlayamadan, halalarımızın da etkisi ile Çanakkale’nin İntepe Köyünden Çeşmeci Mustafa olarak tanınan Mustafa Ortaş’ın kızı ile Cumhuriyet Meydanında eski Belediyenin olduğu yerdeki Evlendirme dairesinde dünya evine girdik.  Bu arada askerden gelince Ustam  Bilal Barış’ında büyük destekleri ile Çanakkale’nin Meşhur Bostanlar Sokağında 6m2.lik bir dükkan açtım. Bu benim için dönüm noktasıydı. 1964 yılında burada başladığım berberlik hayatımı orada tam 16 yıl sürdürdüm. Burada da o dönem Çanakkale’de çok tanınan isimler arasında tanınan Elekçi Lütfü, Piç Lütfü, Kanber Mustafa, Kazmalı Süleyman, Şamcı Nuri, Arabacı Ahmet, Domuzcu Mehmet gibi isimleri çok tıraş ettim.”

Ve çocuklar….
Hasan Hüseyin Öncü ve Nihal Öncü 1970 yılında Barabaros Nahallesi Atalay Sokaktaki evde çekilmiş. Babsının kucağında Ayhan Öncü, annesinin kucağında ise Halil Öncü görülüyor.

3 çocuğu olan Hasan Hüseyin Öncü’nün ilk çocuğu 1967 yılında doğdu. Halen Çanakkale’de gazetecilik yapan ve İhlas Haber Ajansı temsilciliğini yürüten Ayhan Öncü.
“ 1967 yılında şu anda Çanakkale’de İhlas Haber Ajansının temsilciliğini yapan Ayhan Öncü, ardından yine 1970 yılında doğan ve yine Çanakkale’de yıllarca gazetecilik yapıp Antalya’ya yerleşen Halil Öncü dünyaya geldi. Yine 1983 yılında da Arzu adında bir kızımız dünyaya geldi. “

O her zaman, Çanakkale’li Berberler ve Kuaförlerin ustası

Çanakkale’nin çeşitli yerlerinde berberlik yapan Hasan Hüseyin Öncü, her zaman Çanakkale’li berelerlerin ustası ve Başkanı olarak çağırılıyor. “Çanakkale’de Bostanlar sokağındaki iş yerimin kapanmasının ardından ben yine aynı güzergah da Çanakkale’nin Meşhur Sakızlı Çeşme Sokağında Berberlik mesleğine devam ettim. Burada 10 yıl kaldım. Bu arada o dönemde Berberler cemiyetinde görev almaya başladım.  Rahmetli  o dönemin berberler cemiyeti başkanı İsmail Avcı’nın yanında denetimde görev almaya başladım. Akabinde de yine O dönem başkanlık yapan Fahrettin Abacıoğlu ve Suat Öner’lerin yanında 16 yıl 2. Başkanlık yaptım. Yine sonrasında bir dükkan değişikliği yaparak Hacıoğlu sokakta No:69’da Çanakkale’nin eski bakkallarından Sadık Sayar’ın dükkanını kiraladım ve burada 6 yıl kaldım. Ardından 5 yılda Aynalı Çarşı girişinde 5 yıl Berberlik yaptım.  1993 yılında Berberler ve Kuaförler odasına Başkan seçildim. 1993 yılından 2005’in Haziran ayına kadar bu görevi başarı ile yürüttüğüme inanıyorum sonrasında da kendi isteğim ile bu görevden ayrıldım. Halen emekli olarak yaşamımı sürdürüyorum. Birikimlerimi de halen genç berber adayları ile paylaşıyorum.” ( HALİL ÖNCÜ )