ÇOCUKLARIM İLE ATA’NIN HUZURUNA ÇIKMANIN HEYECANI

Türk Ulusunun O'na karşı duyulan büyük saygı ve minnettarlığının bir ifadesi olan Anıtkabir, Türkiye Cumhuriyeti'nin en anlamlı eseri.  Bu eseri görmek ve Atatürk ile buluşmak için her gün binlerce kişi Anıtkabir’e akın ediyor. Bizde hafta sonumuzu Anıtkabir ziyareti ile geçirdik.



Uzun süredir küçük kızım Yağmur ve oğlum Umutcan’ın “ Baba bizi Ata’mıza Anıtkabir’e ne zaman götüreceksin?” soruları ile karşı karşıya kalıyordum. İki günlük gezi ile Ankara’ya gidiyoruz, dediğimde ailemizdeki sevinç çığlıkları hala kulaklarımdan silinmiş değil.  Oflaz Turizm sahibi Ozan Güven kardeşimin acentesinden temin etmiş olduğumuz THY uçuş biletlerimiz ile sabahın erken saatlerinde Ankara’ya doğru yola çıkıyoruz. Saat 05.20 uçağı ara ara boşluklar olsa da dolu. Kızım Yağmur ilk defa uçağa bindiği için hayli heyecanlı. Heyecanını atan Yağmur, Umutcan ve eşim Gamze ile birlikte Esenboğa havalimanına iniyoruz. Puslu bir havası var Ankara’nın. Haziran ayında olmamıza rağmen hala tam anlamıyla bir yaz havası yok. Bulutlu ve zaman zaman yağan aralıklı yağmur ile kendimizi Ulu önderimiz, kurtarıcımız, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Ulu Önder Atatürk' ün ebedi istirahatgahı olan Anıtkabir’de buluyoruz. Defalarca buraya gelmeme rağmen çocuklarım ile burada olmak ve Atamızın huzuruna çocuklarımız ile birlikte çıkmak bizde aşırı bir heyecana neden oluyor. Bunu hissediyoruz.





Anıtkabir’de Ata’nın huzurunda büyük bir heyecan hissediyoruz

Anıtkabir, Ankara'nın orta kesiminde Aslanlı Yol, Tören Meydanı ve Mozole olarak üç bölümden oluşuyor. Burası Türk Kurtuluş Savaşı'nın ve inkılâplarının önderi ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanı Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün yattığı anıt mezarı.  Ayrıca burada dördüncü cumhurbaşkanı Cemal Gürsel 1966 yılında devrim şehitleri bölümüne defnedilirken,  ( 6 Kasım 1981 tarihli Devlet Mezarlığı Kanunu 1.madde 2.fıkra gereğince, 27 Ağustos 1988'de çıkartıldı ) 1973'den beri İsmet İnönü'nün kabri de Anıtkabir'de yer alıyor.
Anıtkabir'e Tandoğan kapısından girildiğinde Barış Parkı içerisinde uzanan yoldan Aslanlı Yol başındaki 26 basamaklı geniş merdivenlere ulaşıyorsunuz.  Merdivenin hemen başında karşılıklı olarak istiklal ve hürriyet kuleleri yer alıyor. Ziyaretçileri Atatürk'ün yüce huzuruna hazırlamak için yapılmış olan 262 m. uzunluğundaki yolun her iki yanında oturmuş pozisyonda 24 aslan heykeli bulunuyor. Bizde bu yoldan geçiyoruz.  Aslan heykelleri, Atatürk’ün Türk ve Anadolu tarihine verdiği önem sebebiyle, Anadolu'da uygarlık kuran Hititlerin sanat üslubu ile yapımlı, kuvvet ve sükûneti temsil ediyor.







9 yıllık bir sürede 4 aşamalı olarak 1953 yılında tamamlandı

Yaptığım araştırmalarda, Anıttepe’nin Anıtkabir yapılmadan önce rasat (gözlem) istasyonu bulunması dolayısıyla Rasattepe ismini taşıdığını öğreniyorum.  906 rakımlı bu tepede, MÖ. 12. yüzyılda Anadolu'da devlet kuran Frig uygarlığına ait Tümülüsler de (mezar yapıları) bulunmaktaymış. Anıtkabir'in Rasattepe'de yapılmasına karar verildikten sonra bu tümülüslerin kaldırılması için arkeolojik kazılar yapılmış ve bu tümülüslerden çıkarılan eserler, Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde sergilenmektedir. Anıtkabir'in inşası 9 yıllık bir sürede 4 aşamalı olarak 1953 yılında tamamlanırken, Anıtkabir için yapılan heykel ve kabartmaların konuları, kurtuluş savaşı ve Cumhuriyet tarihimizden ve Atatürk' ün hayatından seçilmiştir.





Atatürk’ün mozalesinin bulunduğu alana geliyoruz. Kızım elindeki karanfilleri bırakırken, gözlerinin dolduğunu görüyorum. Oğlum ise bu heyecanı bol bol fotoğraf çekerek gerçekleştiriyor. Anıtkabir'in en önemli bölümü olan mozoleye çıkan 42 basamaklı merdivenlerin ortasında "Hitabet Kürsüsü" yer alıyor.  Mermer kürsünün tören meydanı cephesi dairesel geometrik motiflerle süslü olup, ortasında Atatürk'ün "Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir" sözü yazılı.  Mozole 72x52x17 metre boyutlarında uzunca dikdörtgen bir plan üzerine kurulmuş ve ön ve arka sekiz, yan cepheler ise 14.40 m yüksekliğinde on dört kolonatla çevrelenmiş.  Mozole cephesinde, solda Atatürk'ün Türk gençliğine hitabesi, sağda ise Cumhuriyet'in kuruluşunun 10. yıldönümünde söylediği Onuncu Yıl Nutku yer almaktadır. Harfler taş kabartma üzerine altın yaldızla yazılmış.





Her gün binlerce kişi Ata’nın huzuruna çıkıyor

Anıtkabir Atatürk Müzesine giriyoruz. Oldukça yoğun bir kalabalık var. Burada Atatürk'ün kullandığı eşyalar ve kendisine hediye edilen armağanlar ve giysileri teşhir ediliyor. Müzede ayrıca Atatürk'ün madalya ve nişanları ile manevi evlatlarından A. Afet İnan, Rukiye Erkin, Sabiha Gökçen'in müzeye armağan ettikleri Atatürk'e ait eşyalar sergileniyor. Bunları ziyaret ederken duygusal anlar yaşıyor ve o günlere dönüyoruz.



1923 yılında bir sohbet sırasında Atatürk; "Elbet bir gün öleceğim, beni Çankaya' ya gömer, hatıramı yaşatırsınız" demiş ve "Beni milletim nereye isterse oraya gömsün. Anıtkabir’in yapımı 1945’te başlamış, 1953’te tamamlanmış. 750 bin metrekarelik bir alan üzerinde aslanlı yol, tören meydanı, mozole ve on kuleden oluşan Anıtkabir, 907 metre yüksekte yer alıyor. Ata'nın kabri 40 tonluk yekpare mermerden yapılan sembolik lahtin yaklaşık 7 metre altındaki mezar odasında bulunuyor. Türk milletinin kalbine gömdüğü Atatürk, Selçuklu-Osmanlı kümbet mimarisine göre yapılmış sekizgen şeklindeki mezar odasında "vatan toprağında" yatıyor.

Anıtkabir’de mezar odasının olduğu alana geliyoruz. Atatürk'ün aziz naaşı, mozolenin zemin katında doğrudan doğruya toprağa kazılmış bir mezarda bulunuyor. Burada bulunan askerlerden konu ile ilgili açıklamalı bilgiler alıyoruz. Onlar anlatırken kızım ve oğlumun gözlerinin yaşlandığını tekrar görüyorum. Mezar odasının ortasında kıble yönünde kırmızı mermer sanduka yer almaktadır. Mermer sandukanın çevresinde bütün illerden ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nden gönderilen toprakların konulduğu pirinç vazolar bulunduğunu bize gösterilen canlı yayından görüyoruz.



Büyük bir heyecan ile gittiğimiz Anıtkabir’den, bir baba olarak çocuklarım ile birlikte bu mekânda bulunmanın gururu ve heyecanı ile ayrılırken Atamıza şu mesajı veriyoruz:  “ Rahat Uyu Atam, bizler geleceğini emanet ettiğin Cumhuriyetimizin bekçileriyiz” mesajını veriyoruz.