GÖRÜNMEYEN TEHLİKE: HAVUZLAR NE KADAR GÜVENLİ?

Durumu hâlâ kritik olan Başkan Zeyrek’e acil şifalar diliyor, bu üzücü olayın bizlere ders olması gerektiğini hatırlatmak istiyorum. Umarım bu durumdan bir ders alırız.

Konuya girmeden önce, son dönem turizmde yaşadığımız, yangın faciası, depremler gibi durumlarda kaybettiğimiz yüzlerce insanın hala içimizi yakmakta olduğunu hatırlatarak başlamak istiyorum. Sanki acıları çok çabuk unutuyor, gerekli dersleri almıyoruz gibi geliyor bana...

Malumunuz Türkiye, şüphesiz bir turizm cenneti.

Ege'den Akdeniz’e, Karadeniz'den İç Anadolu’ya kadar dört bir yanımızda, binlerce otel ve tatil köyü hizmet veriyor. Bu tesislerin büyük bir çoğunluğunda, tatilcilerin keyifli vakit geçirmesi amacıyla açık ve kapalı yüzme havuzları yer alıyor. Ancak bu keyfin arka planında, düzenli bakım yapılmayan, gerekli önlemleri alınmamış havuzların ciddi riskler taşıdığını da unutmamak gerekiyor.

Yaptığım araştırmalarda, yüzme havuzlarında yaşanabilecek kazaların çoğu, öngörülemeyen elektrik kaçakları, yetersiz topraklama sistemleri, uygun olmayan su motorları ve bakımsız tesisat sistemlerinden kaynaklandığını öğrendim.  Özellikle çocukların ve yaşlıların sık kullandığı bu alanlarda, elektrik güvenliği ve bunun yanında hijyen ve boğulma vakaları konuları da başka bir hayati önem taşıyor.

Bu konuda otellere ve Tesis İşletmecilerine Büyük Sorumluluk Düşüyor!

Otellerin ve tatil köylerinin, sadece konfor değil, aynı zamanda güvenlik sunmakla da yükümlü olduklarını unutmamalıyız. Adı sadece kağıt üzerinde kalmaması gereken sürdürülebilir turizm adına bu şart.

Periyodik elektrik kontrolleri, zemin yalıtımı, kaçak akım röleleri, topraklama sistemleri ve su arıtma cihazlarının düzenli olarak kontrol edilmesi asla ihmal edilmemesi gereken teknik önlemler arasında. Bunun yanı sıra, personelin acil durumlara karşı eğitimli olması ve gerekli uyarı levhalarının uygun yerlere yerleştirilmesi de temel güvenlik unsurları arasında...

Tatilciler de Dikkatli Olmalı

Elbette bu konuda sorumluluk sadece tesis işletmecilerine değil, tatilcilere de düşüyor. Konakladıkları otelin havuzlarının periyodik bakım belgeleri olup olmadığını, su kalitesi ve güvenlik önlemleri hakkında bilgi almayı mutlaka alışkanlık haline getirmeliler.

Unutmayalım ki, tatil sadece keyifli anılar değil; aynı zamanda güvenli bir ortamda geçirilen sağlıklı ve huzurlu günler anlamına gelmelidir.

Sonuç olarak; yaşanan bu elim olayın ardından, başta ilgili kurumlar olmak üzere tüm turizm işletmeleri ve yetkili denetim kurumlarının acilen harekete geçmesi ve gerekli kontrollerin  bir kez daha gözden geçirilmesi gerkemektedir.

İnsan hayatı, ihmale gelmeyecek kadar kıymetli.

Unutmayalım: Bir havuzun suyu ne kadar berrak olursa olsun, güvenlik önlemleri alınmadıysa tehlike suyun altındadır.

Halil ÖNCÜ / Turizm Dosyası