YEŞİLİN HER TONU VE KARADENİZ'İN BÜYÜSÜ: ‘RİZE RÜYASI’
Halil ÖNCÜ ( RİZE) - Rize Valiliği'nin davetiyle katıldığımız üç günlük bu özel gezi, Karadeniz'in o dillere destan doğasına yakından tanıklık etme fırsatı sundu.

Güneşin ilk ışıklarıyla başlayan yolculuğumuz, yaklaşık bir buçuk saatlik keyifli bir uçuşun ardından, iki yıl önce hizmete giren pırıl pırıl Rize-Artvin Havalimanı'nda son buldu.
Antalya'dan birlikte geldiğimiz değerli gazeteci ve turizm yazarı dostlarımızla, soğuk bir hava beklentisiyle adım attığımız Rize, sıcak bir karşılama ve aynı sıcaklıkta bir havayla bizi kucakladı. Bu unutulmaz keşif yolculuğumuzda her an yanımızda olan Okba Turizm’e ve özellikle Rize turizmine gönül veren Okba Turizm Yönetim Kurulu Başkanı Furkan Balcı başta olmak üzere, rehberimiz Nalan Köseoğlu ve şoförümüz Ali Çelik'e içten teşekkürlerimizi sunuyorum.
FIRTINA VADİSİ'NDE YÖRESEL LEZZETLERLE GÜNE BAŞLANGIÇ
İlk durağımız, dağlardan ilham alan Karadeniz mutfağı ve sıcak konuk evleriyle ünlü Fırtına Vadisi'ndeki Mora Cafe Restaurant oldu. Burada, kendi bahçelerinden özenle yetiştirdikleri ürünlerle hazırlanan birbirinden lezzetli Rize kahvaltısıyla güne enerjik bir başlangıç yaptık. Özellikle sabahın o serinliğinde tadına doyulmaz bir lezzet olan kuymak, damaklarımızda unutulmaz bir tat bırakırken, tazecik mısır ekmeği ise damağımızı adeta çatlattı.
TAŞ KÖPRÜLERİN SİHİRLİ DÜNYASINDA YÜRÜYÜŞ
Fırtına Vadisi'nin yemyeşil atmosferinde ilerlerken, çay bahçelerinin arasında adeta birer sanat eseri gibi yükselen taş köprüler bizi büyüledi. Bölgedeki irili ufaklı dereler ve nehirler üzerinde kurulu yaklaşık yirmiye yakın tarihi taş köprüden bazılarını yakından görme ve üzerinde yürüme fırsatı bulduk. Her biri ayrı bir hikaye fısıldayan bu köprüler, fotoğraf karelerimize eşsiz manzaralar sundu.
ZİLKALE'NİN ZAMANA MEYDAN OKUYAN İHTİŞAMI
Fırtına Vadisi'nin ardından rotamızı, dağlara tırmandıkça heyecanımızın arttığı muazzam bir yapı olan Zilkale'ye çevirdik. Karadeniz'in kalbinde, Rize Çamlıhemşin'de Fırtına Deresi Vadisi'ne hakim bir noktada yükselen bu tarihi kale, yüzyıllara meydan okuyan ihtişamıyla adeta nefesimizi kesti. Doğanın tam ortasında sapasağlam ayakta duran Zilkale'yi görmek, geçmişe dokunmak gibiydi. Tarih ve manzaranın muhteşem uyumu, bizleri derinden etkiledi.
AYDER YAYLASI'NIN YEŞİL CENNETİNDE ÇARPICI YAPILAŞMA ELEŞTİRİSİ
Zilkale gezimizin ardından, belki de Rize'den daha çok bilinen Ayder Yaylası'na doğru yol aldık. Mevsimin en güzel hediyesi olan yemyeşil doğasıyla bizi karşılayan Ayder Yaylası, büyüleyici atmosferiyle kendine hayran bıraktı. Ancak buraya gösterilen yoğun ilginin beraberinde getirdiği çarpık yapılaşma, dikkat çekici bir sorun olarak karşımıza çıktı. Bu konuda daha özenli bir planlama yapılması gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca, burada görüştüğümüz bazı esnafların itfaiye teşkilatının olmaması konusundaki endişeleri ve sağlık kabini talepleri de dikkat çekiciydi. Ertesi gün Rize Valimiz Sayın İhsan Selim Baydaş'ın düzenlediği toplantıda bu konuları dile getirdiğimizde, gerekli çalışmaların yapıldığını öğrendik. Ayder Yaylası, tüm olumsuzluklara rağmen doğal güzelliğiyle büyülemeye devam ediyor. Dağlardan akan şelaleler ve yaylanın merkezi hala büyük ilgi çekiyor. Bölgedeki Arap turist yoğunluğu da gözlerden kaçmadı.
FINDIKLI ÇAĞLAYAN KÖYÜ'NDE DOĞA VE TARİHİN KUCAKLAYICI ATMOSFERİ
Rize'ye dönüş yolculuğumuzda, Fındıklı'nın doğa harikası Çağlayan Köyü'nde, bölge turizmine gönül vermiş değerli isim Osman Şatıroğlu'nun misafiri olduk. Kütük evi, ahşap evi ve geçmişin izlerini taşıyan tarihi konağıyla bölgeye ruh katan Osman Bey, bu eşsiz konağı turizme kazandırarak Fındıklı'da turizmin gelişmesine öncülük ediyor. Doğayla iç içe, tarih kokan bu güzel mekânda ağırlanmaktan büyük mutluluk duyduk.
Aynı gün, iki gün boyunca konaklayacağımız Rize Ramada Otel’de konaklama için yerimizi aldık.
RİZE PROTOKOLÜ İLE TURİZM İŞ BİRLİĞİ TOPLANTISI
Programımızın ikinci gününde, Rize Valisi İhsan Selim Baydaş ve Rize Belediye Başkanı Rahmi Metin'in ev sahipliğinde, Rize'nin turizm potansiyelinin tanıtılması ve iş birliği olanaklarının değerlendirilmesi amacıyla Rize’de hizmet veren Basın mensupları, Ege ve Akdeniz bölgesinden gelen basın mensupları ve turizm acentesi temsilcileriyle Ramada Hotel'de bir araya geldik. İzmir ve Antalya illerinden gelen konukların katılımıyla gerçekleşen toplantıda, Vali Baydaş ve Başkan Metin, şehrin turizm potansiyelini anlatarak gazetecilerin sorularını yanıtladılar ve yaklaşan turizm sezonuyla ilgili önemli açıklamalarda bulundular.
RİZE’DE ULTRA TRAİL MONT-BLANC (UTMB) ORGANİZASYONU HEYECANI VAR!
Rize Belediyesi'nin hazırladığı etkileyici "Show Me Rize" tanıtım filminin de izlendiği toplantıda, Discover Kaçkar Proje Direktörü Ceylan Şensoy, 26-28 Eylül 2025 tarihlerinde Kaçkar Dağları'nda düzenlenecek Ultra Trail Mont-Blanc (UTMB) organizasyonu hakkında bilgiler verdi. Karşılıklı fikir alışverişinin yapıldığı toplantıda söz alırken, toplantı sonrası, Türkiye turizminin başladığı noktalardan biri olan Kemer’in hikâyelerini anlattığım Eskiköy'den Kemer'e Anılar kitabımı Sayın Valimize ve Sayın Belediye Başkanımıza takdim etmekten onur duydum.
DÜNYANIN EN BÜYÜK ÇAY BARDAĞI VE ÇAYIN İZİNDE BİR YOLCULUK
Toplantının ardından ilk durağımız, kente simge olarak kazandırılan dünyanın en büyük çay bardağı oldu. "Çay Çarşısı" projesi kapsamında yükselen 30 metrelik bu devasa yapının içine girerek, Karadeniz'in eşsiz doğasında çaya adanmış bu başyapıtı yakından inceledik. Yedi kat içerisinde çayın hikayesinin anlatıldığı sergiyi gezerken, en üst katından Rize'nin panoramik manzarasını izlemek de ayrı bir keyifti. Çarşı içindeki dükkanlarda yöresel çay çeşitlerini ve yapımını deneyimleme fırsatı da bulduk.
Ardından, Rize Çay Araştırma ve Uygulama Merkezi'ni (ÇAYMER) ziyaret ederek, çayın topraktan bardağa uzanan o eşsiz serüvenine tanıklık ettik. Çayın o kendine has kokusunu yerinde hissettik ve farklı demleme yöntemleriyle hazırlanan lezzetlerini tattık. Gelenekten bilime uzanan bu yolculukta, her yudumda Karadeniz'in emeği ve doğallığı vardı. Öğle yemeğimizi Iısırk Tabiat Parkı'nın huzurlu atmosferinde, akşam yemeğimizi ise Lale Restaurant'ın yöresel lezzetleriyle taçlandırdık.
Lale Restoran Rize’nin 1973 yılından bu yana hizmet veren bir Restorandı. Burada Kuru Fasulye, Et kavurması ve yaprak sarması ile yoğurdu harikaydı.
İKİZDERE'NİN ŞİFALI SULARI VE YAYLALARIN BÜYÜSÜ
Programımızın üçüncü gününde rotamız, doğanın şifası olarak bilinen İkizdere'ye doğru çevrildi. Burada, Ridos Termal Otel'i ziyaret ettik. Rize'nin İkizdere ilçesinde yer altından çıkan ve yüksek mineral içeriğiyle dünyanın en kaliteli termal sularından biri olan bu kaynak, şifa arayanları kendine hayran bırakıyor. Karadeniz'in en büyük termal tesisi olan Ridos Termal Otel'de Genel Müdür Cemal Akın'ın misafirperverliğiyle ağırlandık ve tesis hakkında detaylı bilgiler aldık.
Öğle yemeğimizi burada yedikten sonra, bizi büyüleyen Cimil ve Manle şelalelerine doğru yola koyulduk. İnanılmaz doğal güzellikler içinde adeta kendimizden geçtik ve bol bol fotoğraf çektik. Yoğun bir tempoya rağmen, Rize'nin o eşsiz yeşili, kanyonları, dereleri ve tarihi taş köprüleri arasında adeta zamanı unuttuk. Aynı gece konaklayacağımız Handüzü Yaylası'ndaki Flora Handüzü Resort Wellness Bungalow Hotel'e doğru tırmanırken havanın serinlediğini hissettik ve bu mevsimde bile bazı bölgeleri karla kaplı olan Handüzü Yaylası bizi tulum sesleri ile karşıladı. Muhteşem hazırlanmış Bungolovları ile dikkat çeken tesiste, bizler için hazırlanan gecede ise Karadeniz Müzikleri eşliğinde ve horon ile adeta kendimizden geçtik.
Sabahın erken saatlerinde Karadeniz Bölgesi'ndeki yatırımlarıyla dikkat çeken Flora Hotels'in bu yeni tesisinde Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Kalender ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Rize'nin Güneysu ilçesine yakın, 1800 rakımda yer alan Handüzü Yaylası'ndaki bu otelin, bu yükseklikte ulaşılabilir tek yaylada bulunma özelliği taşıdığını öğrendik. Karadeniz'in yöresel motifleriyle modern çizgilerin buluştuğu bungalovlarda, ev rahatlığında huzurlu bir tatil yapmak mümkün. Tesisin kış sporları ve doğa aktiviteleri konusunda da iddialı olduğunu öğrendik.
SADECE BİR GEZİ DEĞİL; RUHUMUZA İYİ GELEN BİR DENEYİM OLDU!
Rize, hafızamızda doğanın kalbinde saklı kalmış bir huzur cenneti olarak yer etti. Üç gün boyunca, Rize'nin sadece doğal güzelliklerine değil, aynı zamanda sıcakkanlı insanlarına, zengin kültürüne ve eşsiz lezzetlerine de hayran kaldım. Her köşesinde ayrı bir sürpriz barındıran bu muhteşem coğrafya, bende derin bir iz bıraktı.Yaylalarında soluduğumuz temiz hava, gördüğümüz yeşilin binbir tonu ve içten insanlarıyla bu yolculuk, sadece bir gezi değil; ruhumuza iyi gelen bir deneyim oldu.
Karadeniz'in bu eşsiz köşesinden ayrılırken, aklımızda doğaya duyulan hayranlık, kalbimizde ise yeniden dönme arzusu kaldı.