SUSUZLUKLA SINANAN TURİZM

SUSUZLUKLA SINANAN TURİZM

Bu yıl, ülkemizin dört bir yanında adeta yer gök kurudu. Kuraklık her geçen gün etkisini artırıyor. Göller, nehirler, su kaynakları bir bir çekiliyor, kuruyor.

Yağmur dualarına çıkılıyor, umutlar eskisi gibi akan sulara, yeşeren topraklara bağlanıyor. Ancak görünen o ki, bu yıl yaşadığımız kuraklık önümüzdeki yıllarda da kendini hissettirmeye devam edecek.

İklim krizi artık bilimsel bir söylemden çıkıp, günlük hayatımızın bir gerçeği haline geldi. Değişen mevsimler, zamansız hava olayları, alışılmadık sıcaklıklar... 

Tüm bunlar, zaten zorlandığımız yaşam koşullarını daha da güçleştiriyor. Bu koşullar altında turizm yapmak, turizmi sürdürülebilir kılmak ise her zamankinden daha zor.

Hepimiz içindeyiz, görüyoruz!

Gözde turizm kentlerimiz artık susuzlukla boğuşuyor. 

Çeşme’de suyun tükeneceği günler için geri sayım başladı. Bodrum’da halka tankerlerle su taşınıyor. Bu tabloyu görüp de “Turizmi nasıl sürdüreceğiz?” sorusunu sormadan geçemiyoruz.

Kendi yaşadığım bölgeden, Kemer’den de örnek vermek istiyorum. 

Kemer’de de bu yıl ciddi bir su sıkıntısı yaşanıyor. Geçtiğimiz yıllarda kış aylarında yağan yağmurlar, yaz aylarını bir nebze rahat geçirtecek kadar etkiliydi. Ama bu yıl öyle olmadı. Tahtalı Dağı'na doğru düzgün kar bile düşmedi. Kar sularından yeterince faydalanamayan Kemer’de bu kez gözler artezyen kuyularına çevrildi. Ancak oradan da kötü haberler var. Görüştüğüm birçok otel temsilcisi, çektikleri artezyen sularının tuzlandığını ve kullanılamaz hale geldiğini söylüyor. Bu durum, önümüzdeki yıllarda da su kriziyle daha sert yüzleşeceğimizin habercisi.

Ancak tüm bu olumsuzlukların arasında umut veren gelişmeler de yok değil…

Geçtiğimiz hafta Bodrum’dan çok güzel bir haber aldık. Bodrum Belediyesi’nin geliştirdiği vizyoner bir proje, gelecek adına bizleri umutlandırdı. Bodrum Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü tarafından Blue Hybrid Solutions iş birliğiyle hayata geçirilen “Yenilikçi Yüzer Deniz Suyu Arıtma Platformu”, 31 Temmuz Perşembe günü Bitez Limanı’nda tanıtıldı.

Bu özel projeyle, tamamen yenilenebilir enerji kullanılarak deniz suyu günlük 20 metreküp kullanma suyuna dönüştürülüyor. Güneş panelleri ve iki rüzgar türbiniyle çalışan bu çevre dostu platformdan elde edilen su, karada bulunan 20 tonluk depoya aktarılıyor. Bu su, park ve refüj sulamalarında, acil durumlarda ve ihtiyaç halinde halkın kullanımına sunulacak. Üstelik bu sistem sayesinde yılda yaklaşık 500 ton karbon emisyonu azalırken, 7 bin ton su tasarrufu da sağlanmış olacak.

Bodrum Belediye Başkanı Tamer Mandalinci ve bu projeye katkı sunan herkesi yürekten kutluyorum. Sadece Bodrum için değil, kıyı turizminin sürdürülebilirliği için de bu proje çok değerli. İnanıyorum ki bu girişim, başta su sıkıntısı yaşayan tatil beldeleri olmak üzere birçok bölgeye örnek olacaktır.

Unutmamalıyız ki, su artık yalnızca bir yaşam kaynağı değil; aynı zamanda bir ekonomik ve stratejik değer.

Turizmin devamlılığı için de suyun doğru yönetilmesi, korunması ve yenilikçi çözümlerle yeniden kazandırılması şart.

Turizmde sürdürülebilirliği konuşacaksak, önce iklim krizi ve sonuçlarını ve en önemlisi de suyu konuşmalıyız.

Halil ÖNCÜ / Turizm Dosyası