MUSTAFA ÖZBAŞ YAZIYOR!...TUR-İSTATİSTİK - II -

Tüm olumsuzluklara rağmen bu sayılara ulaşabilmek yinede başarısız olmadığımızın da göstergesi.Gelişen ve çeşitlenen Dünya Turizm pazarında bu konumu yeterli görme yanlışına düşer ve tanıtımlarımızı aksatırsak kokarım bu günler güzel günlerimiz olarak ilerde dövünmek için kullanacağımız cümleler içinde yer alır.
Rakiplerimiz gerçekten zorlu ve bizim henüz başında olduğumuz yolları çok önceden kat etmişler ve Turizmi layık olduğu yerlere çıkarmayı başarabilmiş durumdalar, Turizm çeşitliliğini sağlamışlar ve bunu gerçekten de güzel ayarlamışlar,Marka şehirler oluşturmuşlar ve dünya literatürüne öyle bir yerleştirmişler ki  bu intibaları yıkmak gerçekten de zor.
Aşk şehri Paris, İş ve finans merkezleri Londra-New York,Karnavallar şehri Rio – Berlin gibi örnekleri çoğaltmak mümkün,şimdi bu şehirlerin arasına Antalya ve İstanbul’u koyalım,ve Turizm potansiyelleri açısından değerlendirelim,kıyas kabul etmez şekilde ve de açık ara önde olması gereken iki şehrimiz,elindeki değerleri fırsata ve rant’a çeviremediğimiz incilerimiz…

“Türkiye'nin 2009 tanıtımına 100 milyon TL ayrıldı”

 20 milyar dolar getiri sağlayan binlerce çalışanı onlarca sektörü direkt olarak etkileyen Turizmin tanıtımına ayrılan para sadece Antalya veya İstanbul’un tanıtımına ayrılabilecek kadar yetersiz, kaldı ki bu para ile koskoca bir ülkeyi tanıtacaksınız, özellikle Avrupa ve Amerika kıtasında daha haritada yerinizi bile gösteremeyecek insanlara ulaşacaksınız, onları cezbedeceksiniz, komik olmayalım 21. yüzyılda tanıtım olanakları o kadar gelişti ki her imkandan faydalanmak bir nevi şart oldu,açın dünya TV kanallarını,gazetelerini çarşaf çarşaf  tanıtımlara rastlarsınız,hem de günlerce süren tanıtımları görebilirsiniz,süreklilik ile hedef kitlelerinin hafızalarına kazınma çabasını taktirle seyredersiniz.
 Sürekli gelişen  ve değişen Turizm pazarında çetin koşullarda ciddi rakiplerle çekişiyoruz, İspanya ve İtalya ciddi anlamda rakiplerimiz Turizm bakanımıza katılıyorum Mısır,Tunus ve Yunanistan bize rakip olamazlar,bizim üst segmentlerden rakiplerimizle çekişmemiz gerekmekte,pastadan payımızı artırmak ve korumak babında.
2010’lu yıllar sona ermeden 50 milyonun üstünde Turist sayısını yakalamamız hatta gösterge oranı olarak nüfus sayımızdan daha fazla Turist ağırlamanın hesaplarını yapmamız ve ona göre gelecek vizyonumuzu oluşturmamız gerekmekte,bunun için yeterli zamanımız var,doğru politikalar ve iyi planlanmış tanıtım programları ile yakın tarihte güzel günler görme ihtimalimiz çok fazla.
Asya pazarı diyoruz hep, gerçekten çok güzel bir ivme kazanmaya başladık Ortadoğu ve Asya ülkelerinde, televizyon dizilerimizin izlenme oranındaki artışlar özellikle son Davos çıkışı (!)popülaritemizi iyice artırdı, bundan sıcağı sıcağına faydalanmak mümkün, Ortadoğu ve Asya ülkelerinden gelecek turistlere uygun konsepte tesislerimiz de yeterli sayıda olmasa da var, bunları da desteklememiz gerekmekte, ortalama bir Avrupalı turistten daha fazla harcama potansiyeline sahip olmalarını da göz ardı etmemeliyiz.Nasıl ki sermayeyi yeşil sarı mavi diye ayırıma tabii tutmak bize bir şey kazandırmıyorsa,bu koşullarda uzun vadeli çıkarlarımızın şimdiki konjektürde devam etmesi de bize bir şey kazandırmayacaktır.

Bakış açımızın değişmesi çok önemli, ne yazık ki biz de yeşil sermaye diye dışlanan Arap sermayesi bugün Avrupa ve Amerika ekonomisinin can simidi konumunda, içinde bulunduğumuz kriz ortamında ve yaşanan İşsizlik sorununu da göz önüne alınca  Turizmde değişik açılımlar yaparak pazar payımızı artırmak ve   Turizmin oniki  aya yayılması hedefimizden uzaklaşmamak için  Asya ve Ortadoğu da ciddi atılımlar yapmak zorundayız.

MUSTAFA ÖZBAŞ
EXC. HOUSEKEEPER