KAAN KAVALOĞLU: 'HER ŞEY DAHİL YERDEN YERE VURULACAK BİR SİSTEM DEĞİL'
Halil ÖNCÜ (ANTALYA) - Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) Başkanı Kaan Kaşif Kavaloğlu, Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği (POYD) ve Falez Sektörel Mükemmeliyet Merkezi iş birliğiyle düzenlenen “Turizmde Eğitim ve Sektör Buluşması” kapsamında gerçekleştirilen panelde önemli açıklamalarda bulundu.

“Her Şey Dahil Sistemi” ile ilgili yöneltilen soruya yanıt veren Kavaloğlu, bu modelin yalnızca eleştirilerek değerlendirilemeyeceğini vurguladı.
Kavaloğlu konuşmasında şunları söyledi:
“Antalya, nüfusunun 10 katı misafir ağırlayan bir şehir. Bu büyük kitlenin temelinde deniz, kum ve güneş üzerine kurulu kitlesel turizm var. ‘Her şey dahil sistemi’ öyle yerden yere vurulacak bir sistem değil. Benim jenerasyonum oda-kahvaltı sistemiyle turizme başladı. Ancak özellikle ailelerin tatil yaptığı destinasyonlarda 1990’lı yıllardan itibaren bu model ortaya çıktı. Karayipler’de doğan sistem, rekabet koşullarıyla bizde de yerleşti. Bugün hizmet kalitesi otellerde o kadar arttı ki, artık A la carte sistemini dahi her şey dahilin içine katıyoruz.”
Sistemin avantajlarının yanı sıra dezavantajları da bulunduğunu belirten Kavaloğlu, “Turizm 54 sektörü doğrudan destekliyor. Kitlesel turizm hareketinde milyonlarca misafiri ağırlarken bunun avantajlarını görmezden gelemeyiz. Elbette eleştirilecek yönleri var ama artık bu bir gerçek. Bunu doğru şekilde yönetmeliyiz” dedi.
Antalya’da turizmin çeşitliliğine dikkat çeken Kavaloğlu, oteller dışında konaklama yapan ciddi bir kitlenin bulunduğunu ifade ederek şunları ekledi:
“Antalya’ya gelenlerin %10-12’si oteller dışında, kiraladıkları ya da satın aldıkları evlerde kalıyor. Son yapılan araştırmada en çok ziyaret edilen yer Kaleiçi çıktı. Demek ki cazibe merkezleri yaratıldığında turist dışarıya çıkmaya hazır. Burada önemli olan, otellerdeki beş yıldızlı hizmet kalitesinin şehirde de sunulabilmesi. Restorana giren, mağazada alışveriş yapan turist aynı kaliteyi bulmalı. Aksi halde sistemin çevresini besleyemiyoruz. Dolayısıyla mesele yalnızca her şey dahilin tartışılması değil, şehirde cazibe merkezleri yaratabilmek ve genel hizmet kalitesini yükseltebilmek.”