İSTANBUL, AVRUPA KÜLTÜR BAŞKENTLİĞİNE VEDA ETTİ

Yılsonu etkinlikleriyle, hafızalardan silinmeyen anlara yenilerini ekleyerek Avrupa Kültür Başkentliğinin son demlerinin tadını çıkarttığımız şu günlerde, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı tarafından düzenlenen kapanış resepsiyonu 19 Aralık Pazar akşamı Harbiye Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi.

Avrupa Kültür Başkenti unvanının 2011 Avrupa Kültür Başkentleri Estonya’nın Tallinn kenti ve Finlandiya’nın Turku kentine devredildiği geceye, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Yürütme Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç, Ajans Danışma Kurulu Başkanı Hüsamettin Kavi, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu katıldı. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Koordinasyon Kurulu üyelerinden Avrupa Birliği İşlerinden sorumlu Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış ve Devlet Bakanı ve Ajans Koordinasyon Kurulu Başkanı Hayati Yazıcı’yı bir araya getiren geceye İstanbul kültür sanat camiasından ilgi yoğundu.

Laterna dinletisi, Tarlabaşı Çocuk Korosu, Boğaziçi Korosu ve Ladies and Gentelman’ın performansları, İstanbul İstanbul tiyatro gösterisinin sunulduğu kokteyl alanında, İstanbul 2010 AKB Ajansı imzasını taşıyarak 2010 yılını unutulmaz kılan projelerin afişleri sergilendi. Resepsiyon, konuşmalar ve Avrupa Kültür Başkenti unvanının 2011 yılında bu unvanı taşıyacak Fillandiya’nın Turku ve Estonaya’nın Tallinn kentlerine devredilmesiyle devam etti.
Resepsiyonun ev sahipliği yapan İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Yürütme Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç, “Bu akşam, ilk günkü heyecanını son güne kadar sürdüren, İstanbul için aşkla hizmet üreten bir ekibin Başkanı olmanın gururu ile sizlere hitap ediyorum. Başlayan her şeyin bir sonu olduğu gibi, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti etkinliklerinin de sonuna vardı ve sonuna geldik. Ama sadece zamanla kayıtlı olan etkinliklerin nihayetine geldik. Çünkü İstanbul'un kültür başkenti olmasının diğerlerinden bir farkı vardır. O da İstanbul için "kültür başkentliğinin" zaten ezelli ve ebetli bir nitelik olmasıdır. İstanbul, yeryüzünün öncesiz ve sonrasız kültür başkentli olma özelliğini taşıyan tek şehridir.” diyerek başladı. “Ajansın çalışma programı, her sayfası ayrı ve muhteşem bir öyküden oluşan dev bir roman gibiydi. Biz bu romanı, sizlerle birlikte, tüm İstanbullular ile birlikte büyük bir özenle sayfalarını çevirerek, bir solukta okuduk. Bizim romanımız 588 projeli- 588 sayfalı, modern zamanların Ulysess'i gibiydi. Yani yeniydi, farklı bir tarzı vardı, anlaşılması için okuyucusundan gayret istiyordu, bütün renklerden bir parça taşıyordu.” diyerek sözlerine şöyle devam etti: “Yedi tepeli İstanbul'un yedi bölgesinde İstanbullularla buluştuk. Etkinliklerimizin odak noktasına İstanbul kadar İstanbulluyu da koyduk. Çünkü bir şehrin, orada yaşayanlar tarafından algılandığı oranda şehir olacağına inandık. Yine inandık ki, İstanbul, yeniden fark edilmeyi, yeniden keşfedilmeyi bekleyen saklı bir hazineydi. Bu hazine, yağmalanmaktan ziyade ışıltılarını tüm insanlığa ve yeryüzüne yaymak istiyordu. İşte biz bunu yaptık. İstanbul'u tüm dünyanın gözünde hak ettiği itibara yeniden kavuşturacak bir farkındalık oluşturduk. İstanbul'u uluslararası bir kültür-sanat merkezi olarak öne çıkardık. Dünyanın en ilham verici şehri İstanbul için, şehirlerin kraliçesi İstanbul için; vefalı bir sevdalı gibi sadakatle hizmet ürettik.”

2010 Avrupa Kültür Başkentliği sürecinin, İstanbul’un uluslararası tanıtımına, kültür ve sanat hayatına ve İstanbul’un geleceğinin şekillendirilmesine önemli katkılar yaptığı inancında olduğunu belirten İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Danışma Kurulu Başkanı Hüsamettin Kavi “Avrupa Kültür Başkenti olarak seçilen şehirler için bu unvan çok önemli. Ancak, esas olan, bu bilgi ve deneyimin bu şehirlere ve insanlarına ne gibi değerler kattığı, yeni hedefler saptanmasında ne gibi katkılar sağladığı,  kültürel ve sanatsal faaliyetlerde ulaşılan yeni aşamanın, şehrin yaşam kalitesine nasıl yansıdığıdır. İnanıyorum ki, 2010’dan sonra İstanbul’un kültür ve sanat hayatı çok daha farklılaşacak ve 2010 yılında yaşanan deneyimler, bu konudaki çalışmalara, arayışlara ve sürece ışık tutacaktır” dedi.

Resepsiyonda yaptığı konuşmasına “Bu geceyi, bir unvana vedanın yanı sıra, 2011 ve sonrası için de yeni bir başlangıcın ilanı olarak görüyorum. Bu gece 2010 sonrasında İstanbul’da yaşanılacak değişimin resmi başlangıcıdır. Ektiklerimizi biçeceğimiz gelecek zamanların duyurusudur. Kültür sanat  hayatında yaşanılan büyük ivmenin ardından İstanbul bundan böyle hep daha büyük ve sağlam adımlarla yoluna devam edecektir.” diye başlayan Devlet Bakanı ve İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Koordinasyon Kurulu Başkanı Hayati Yazıcı  “Bizler, sadece Avrupa’nın değil, dünyanın kültür başkentinde, İstanbul’da yaşıyoruz: İşte, İstanbul’un 2010 yılında Avrupa Kültür Başkenti olacağının ilan edildiği günden bu yana bizler, sizlerle el ele vererek, bunu hatırlatmak,  şehrimiz hakkında bir farkındalık yaratmak için çalıştık.” diyerek Avrupa Kültür Başkentliği sürecinin tüm paydaşlarına teşekkür etti.

Resepsiyon, Luigo Compaccio Quartet ve Swing A La Turc Project’in ortak performansı olan “İstanbul’dan Yansımalar” adlı konserle sona erdi. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti etkinlikleri yılsonuna kadar İstanbullularla buluşmaya devam edecek.