NE DEĞİŞTİ DE TURİZM GELİRİ ARTTI?

Bu her bakımdan üzerinde durulması gereken önemli bir konudur. Türkiye’ye gelen ziyaretçi sayısı ile turizm geliri hesaplamasında bir sorun olduğu doğru. Sektör de bu sorunu ilgili bütün birimlere iletti ve buna çözüm getirilmesini istedi.Sorunu çözmesi gereken de TÜİK’tir.

 
Peki TÜİK bu sorunu, yılın ilk üç aylık turizm gelirini geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 28 artmış göstererek mi çözdü? Yoksa gelen talebe karşılık vermek yerine kimilerini gönlünü alma gibi, böyle bir kurum için akla bile gelmeyecek bir yola mı başvurdu?
 

Zira TÜİK’in açıklaması akla her türlü soru işaretini getiriyor. Öyle ya, ne oldu da turizm geliri bir anda ziyaretçi sayısının yüzde 50’sinden fazla arttı?

 
Yılın ilk üç aylık döneminde gelen ziyaretçilerin profili mi değişti? 
 

Bu dönemde gelenler öncekilerden daha mı çok para harcadı?

 
Bu dönemde satılan tur paketlerinin fiyatları mı arttı, otellerin fiyatları mı yükseldi?
 

Bu soruların hiçbirine kimse evet yanıtını veremez. Öyleyse ne oldu da TÜİK turizm gelirini bir anda yüzde 28 artırdı?

 
TÜİK bunu sektörden gelen haklı talepleri hesaplama yöntemini gözden geçirip  bu alanda meydana gelen değişiklikleri dikkate alan yeni bir yöntemle hesaplamaya gitmek yerine baskıya boyun mu eğdi?
 

TÜİK birilerinin gözüne mi girmeye çalışıyor? Yoksa ne yazık ki daha önce, başta işsizlik olmak üzere çeşitli alanlarda karşılaştığımız “TÜİK’in hesaplama yöntemini değiştirdim” denmesi üzerine oluşan ‘Rakamlarla oynanıyor” kaygısı artık burada da mı yaşanacak?

 
TÜİK gibi bir kurum için en önemli şey güvendir. TÜİK gibi kurumlar güveni yitirdiklerinde kendileri de biter.

TÜİK gibi kurumların iktidara ya da başkalarına yaranmak gibi bir yola başvurması ise kimsenin aklına bile getiremeyeceği bir şey olmalı. Açıklanan yılın ilk çeyreğine ilişkin turizm geliri rakamları bu soruları akla getiriyor.

TÜİK  bu yılın ilk çeyreğinde elde edilen turizm gelirini geçen yılın aynı dönemine göre nasıl yüzde 28 arttığını inandırıcı veri ve bilgilerle açıklaması gerekir.

Tersi güvene ençok gereksinimi olan bu kurum hakkında ciddi kuşkular doğacak, bu durumda TÜİK güveni yitirme gibi en büyük kayba uğrayacaktır.