I-MICE'DAN TURİZM GELİŞTİRME FONU'NA ELEŞTİRİ

Turizmde Türkiye’nin yatırım ve gelir potansiyelini artıracağı iddia edilen “Turizm Tanıtma ve Geliştirme Ajansı”na yönelik eleştiriler artıyor.

I-MICE'DAN TURİZM GELİŞTİRME FONU'NA ELEŞTİRİ

TBMM Başkanlığı’na sunulan 11 maddelik yasa, meclisten geçer geçmez önce CHP, sonra TÜRSAB, şimdi de turizm STK’ları tarafından eleştiriliyor. En çok eleştirilen nokta, Yönetim Kurulu’nda yer alan temsilcilerin yetersizliği konusu.

Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’nın kurulmasına ilişkin kanun teklifi, TBMM Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonunda kabul edildi. Ajans, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ilgili kuruluşu olacak, tüzel kişiliği haiz ve özel hukuk hükümlerine tabi tutulacak. Yönetim, İcra ve Danışma kullarından oluşacak ajansın karar organı Yönetim Kurulu olacak.

Yasa meclisten geçer geçmez sektörün en büyük meslek örgütü TÜRSAB’dan ilk sert eleştiri geldi. TÜRSAB’tan hiç görüş alınmadan böyle bir yapılanmaya gidildiğini Başkan Firuz Bağlıkaya’nın dün akşam bir televizyon kanalında yaptığı açıklamadan öğrendik. Bugün ise Uluslararası MICE Endüstrisi Derneği (I-MICE) Başkanı Hüseyin Kurt’tan yazılı bir açıklama geldi.

İşte Türkİye Turizm Tanıtma ve Gelİştİrme Ajansı’na İlişkin I-MICE DerneK Başkanı Hüseyin Kurt’un yaptığı açıklama:

“Ben yaptım olmaz! Olmamalı!

Nerede ortak akıl? Nerede şeffaflık?

Türkiye’nin turizm potansiyelini, güzelliklerini, turizm noktasında yapılabileceklerin dünyaya tanıtılacağı ve bunun finansmanına yönelik çalışmaları yürütmek adına oluşturulacak Ajansta maalesef ORTAK AKIL yok.

Hangi Ajans mı?

Turizm Tanıtma Fonu olarak veya Türkiye Turizmini Geliştirme Fonu (TTGF) olarak yola çıkan ve son durumda ajansa bürünen ve TBMM’ye Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı olarak gelen.

Neden ortak akıl yok?

Önce 2018 yılına bir gidelim.

İlk çıkış; Bakan Yardımcımız Sayın Nadir Alpaslan’ın Resort Kongresi’nde kürsüde gerçekleştirdiği konuşmasıyla başladı. Neydi konuşmasına bahse konu olan? buyurun birlikte bakalım..
“TURİZM İÇİN GÜÇLÜ BİR FON KURULUYOR”

Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Nadir Alpaslan, “Sektörümüzde ortak akılla olumsuzlukları minimum seviyeye nasıl indirebiliriz, daha hızlı hareket edebilen daha hızlı mekanizmalara sahip, kriz anında doğru kararlar verebilecek yeni bir yapı hazırlığı içerisindeyiz. Turizm tanıtma fonu ya da turizmi geliştirme fonu. Finansal yönü de güçlü olan, kamunun diğer unsurlarını da harekete geçirebilecek bir yapı kurarak, olumsuz durumlarda en az nasıl etkilenebilirizin arayışı içerisindeyiz. Bu fon üzerinden tanıtım, yatırım vb. tüm altyapı hizmetlerinin desteklenmesi de öngörülüyor” dedi.

Yani görüleceği üzere ortak akıl, tanıtım ve yatırım benim değil Sayın Bakan Yardımcımızın ifadeleri.

Devam edelim…

Sonrasında 2018 yılı sonlarına doğru gerçekleşen toplantıda başta Sayın Bakanımız ve Bakan Yardımcımız (Sn. Nadir Alpaslan) olmak üzere üye sayısı, rakamsal ve yasayla kurulan hepimizin bildiği STK’ların başkanları (temsilcileri) de masada hazır bulundu..
ilgili toplantıda bakanlığın kuruluş sermayesi olarak 150 milyon TL aktaracağı, turizm sektör paydaşlarının ise cirolarından verecekleri katkı payları ile oluşturulacak kaynağın 150 milyon dolara yükseltilmesi planlanmaktaydı.

11 kişilik yönetim kurulundan oluşacak ekipte; Sayın Bakanımızın Yönetim Kurulu Başkanlığını, Başkan Yardımcılığını Bakan Yardımcımızın, Yönetim kurulu üyelerini ise Tanıtımdan Sorumlu Genel Müdür, THY Yönetim Kurulu Başkanı, TÜRSAB Yönetim Kurulu Başkanı ve kalan 6 koltuğu ise temsilcileri özel sektörden gelecek kişiler oluşturmaktaydı.
İleride olası Bakan değişikliğinde bile özel sektörün yönetim gücü korunmak istenmekteydi. Tüm kararların oy çokluğuyla alındığı, bakan beyin oyu ile yönetim kurulunda olan her bir kişinin oyunun aynı eşitlikte olduğu bir yönetim modeli benimsenmişti.

Oluşturulacak fonda toplam kaynağın % 70’i tanıtıma ayrılacak. Fon yönetiminde ayrıca profesyonel bir CEO konumlandırılacaktı.
“Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı MECLİSTE”

Peki dün bir anda Meclisteki komisyona gelen çalışmayla görüyoruz ki adından, fon yönetimine ve kendi içindeki sistem karışıklığına kadar üzerinde ivedi düzeltmelere ihtiyaç olan bir çalışma ortaya çıkmış.

Yeni çalışmayla yönetimde 13 üyenin yer alacağını da basın yoluyla öğrendik.

En önemlisi ilk çıkış aşamasında Bakan Yardımcımız Sayın Nadir Alpaslan’ın konuşmasında değindiği tanıtım tarafında büyük misyon edinen acentaların ÇATI temsilcisi TÜRSAB, oteller tarafında TÜROB, TÜROFED, yatırım tarafında TTYD ve yiyecek – içecek tarafında TURYID başkanlarının yönetim kurulunda olmadıkları ve temsil – karar mekanizmasının olmadığı DANIŞMA KURULUNDA yer almalarıydı.

İlgili STK temsilcileri neden sadece tavsiye görevi üstlenecek karar veya yaptırım gücü olmayan 7 kişilik danışma kuruluna alındılar?

Peki dün yeni adını ve farklı oluşumunu öğrendiğimiz Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı yönetim kurulunda kimler var?

Yönetim Kurulu Başkanı – Kültür ve Turizm Bakanı
Tanıtma Genel Müdürlüğünden sorumlu Bakan Yardımcısı
Bakanlık Tanıtma Müdürü
Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı
Havalimanlarını temsilen bir üye
Marmara Bölgesindeki turizm işletme belgeli konaklama tesislerinden ikişer üye
Akdeniz Bölgesindeki turizm işletme belgeli konaklama tesislerinden ikişer üye
Ege Bölgesindeki turizm işletme belgeli konaklama tesislerinden bir üye
Karadeniz Bölgesindeki turizm işletme belgeli konaklama tesislerinden bir üye
İç Anadolu Bölgesindeki turizm işletme belgeli konaklama tesislerinden bir üye
Doğu Anadolu Bölgesindeki turizm işletme belgeli konaklama tesislerinden bir üye
Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki turizm işletme belgeli konaklama tesislerinden bir üye

Biraz ayrıntılara bakalım…

Ajans’ın faaliyetlerini İcra Kurulu yürütecek.
İcra Kurulu; Tanıtma Genel Müdürlüğünden sorumlu Bakan Yardımcısı’nın başkanlığında Tanıtma Genel Müdürü, Bakanlıktan Turizm İşletmeli Belgeli tesislerden Marmara, Akdeniz ve Ege Bölgelerini temsil eden Yönetim Kurulu üyeleri arasından Bakan tarafından seçilen üç üye olmak üzere toplam 5 üyeden oluşacak.

· İcra kurulunda acenta, rehber, yatırımcı, yiyecek – içecek işletmelerinin STK temsilcilerinin olması tanıtım, pazarlama ve know- how açısından daha doğru olmaz mı? Bunların eksikliği ve olmaması icra kurulunu zayıflatmaz mı?

· Doğu, Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu ve Karadeniz bölgeleri ülkemizin nadide bölgelerinden olup, turizm sektörünün 12 aya yayılması ve sürdürülebilir turizm açısından son derece önem taşımakta olup, bu bölgelerimizin olmaması gerek bölge turizmcilerinde motivasyon eksikliği ve kırkınlık gerekse de ülke turizminin gelişiminde negatif rol oynamaz mı?

Bizim İstanbul’daki sosyo – ekonomik refahımız, huzur ve mutluluğumuz bu nadide bölgelerimizden geçmiyor mu?

Biliyorum bir çok STK temsilcisi diyebilir ki ben neden yokum? bizi neden saymıyorlar?

Olay aslında bu değil!

Kabul ederiz veya etmeyiz çalışmalarını doğru buluruz veya bulmayız var olan STK’lar; TÜRSAB, TUREB, TÜROB, TÜROFED, TTYD, TURYID vb. bazılarının gerek yasa ile kurulmuş olması, üye sayıları, temsil gücü, endüstriyel büyüklüğü, yönettiği ekonomik büyüklük vb. bu STK’ların temsil gücünü ortaya koymakta ve masada olmalarını kaçınılmaz kılmaktadır.

Bizlere düşen biz neden yokuz kısır tartışmasından çıkıp kendimizi, kurumlarımızı, sorun – problemlerimizi, çözüm önerilerini, fikirlerimizi ve projelerimizi doğru zeminde ortaya koymak.. EN ÖNEMLİSİ bu kurumların bizim olduğunu UNUTMAMAK!

Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’nın otel ve acentaları temsil edecek 8 üyesi seçimle belirlenecek. Buna göre konaklama ve acenta işletmeleri kendi arasında seçim yaparak üyeleri belirleyecek. Seçimlere ilişkin işlemler Ajans tarafından yürütülecek.

· Otellerin ve acentaların hali hazırda temsilcisi varken neden böyle bir tercihe gidildi?
· Üye seçiminde ilgili STK’lar içerisinde üye seçimi, kurum içinde kurum ve makam içinde makam oluşturmaya açık vermeyecek midir?
· Seçimlerde Ajansın yürütme görevi nasıl olacak? Bu aynı zamanda dışarıdan müdahale taşımayacak mı?

İlk katkı paylarının hemen bu sene içerisinde verileceği bilgisi paylaşıldı.

· Öngörülerini ve bütçelerini gerçekleştiren acentalar, oteller, havayolları vb. için kademeli geçiş yapılamaz mıydı?

2016 ve 2017 yıllarında geçirdiğimiz 2 talihsiz ve hatta yıkıcı yıllar sonrası toparlanmaya çalışırken sanıyorum en önemli ihtiyaçlarımız bir ve beraber olmak..
Birlikte konuşmak ve üretmek..
Birlikte hareket etmek..

Ama nerede?

Düşünmeden edemiyorum ve sanıyorum en büyük rakiplerimizi Yunanistan ve/veya İspanya zannederken acaba rekabeti ve rakipleri kendi içimizde yaratmıyor muyuz?

Ülke ve sektör olarak yaşadıklarımız yetmezmiş gibi yaralarımızı sarmaya ve ayağa kalkmaya çalışırken ayağımıza takılan prangalarla veya arkamızdan çekiştirmelerle uğraşmak neden? Hem de kendi içimizde..

Çok üzücü!

Bu kadar sorunumuz varken ve bunların ivedi çözüme kavuşması gerekirken Sayıştay ve kamu ihale denetimine kapalı olan ortak aklın olmadığı STK temsilcilerinin (erbaplarının) masada yer almadığı bir ajans ve fon yönetimi nasıl başarılı olacak?
Düşünmeden edemiyoruz..

Aslında çok basit değil mi?

Pazarlanacak ürün ortada..

Hangi ürün?

Doğal güzellikleri, misafirperverliği, milli havayolumuzun ulaştığı ağ sayısı, konaklama tesislerimizin hizmetleri, personelimizin yetkinlikleri, kültürümüz, tarihimiz, kongre tesislerimiz, yemeklerimiz ve çok daha fazlası… kısacası bizim ÜLKEMİZ.

Peki ajansa ve ajansla birlikte tanıtım fonuna gerek var mı?

Bence var.. doğru uygulandığında bir çok ülkenin geldiği nokta ortada..

Bu ürünü doğru strateji, tanıtım, pazarlama, iletişim, sürdürülebilir çalışma ve teknolojiyle hak ettiği yere kavuşturmak gerekli.

Ama nasıl?

Bizim eskilerin söylediği benimde çok sevdiğim güzel bir laf vardır. “İşi erbabına bırakmak.”’

Kabul! Yeni sıfırdan bir yapı, işleyiş ve sistem inşa edilmeye çalışılıyor ama bırakın işinizi ve işimizi kolaylaştıralım..

Aslında kolay…

Tek bir şey var.. sektörü ve sektörün temsilcilerini dikkate almak..

Kim bu temsilciler?

Acentacısı, otelcisi, yatırımcısı, rehberi ile dünyanın her yerinde ülkemizi tanıtmaya adamış ve taşın altına elini sokan STK’ların temsilcileri. Bunları görmezden gelmek mümkün değil.

Aynı masada oturup birlikte vizyon oluşturmak birlikte proje oluşturmak birlikte sorunlara eğilmek.

Bu da zor olmasa gerek. Var olan STK’ların kurumsal yapısı, üye sayısı, yönettikleri endüstri ve ekonomik büyüklükle bunu HAK EDİYORLAR olsa gerek..

Sayın Bakanım,

Siz, bizden birisiniz. İçimizden gelen birisiniz. Bizi en iyi siz anlarsınız. Tur operatörlüğü, otel, havayolu, kruvaziyer ve online taraf gibi turizm sektörünün bir çok kolunda varsınız.
Tabiki sizden beklenen her hangi bir iş kolundaki STK’yı korumanız değil. Muhtemelen bir çok detayı düşünerek bir yapı oluşturmaya çalışıyorsunuz ama bu temsil gücü en yüksek STK’ları ve temsilcileri masa dışında tutarak olmaz diye düşünüyoruz.

Sizden istirhamımız çalışmayı durdurup, işleme koymamak ve işi erbapları yani ilgili STK temsilcileri ile yönetmek hususunda birleştirici ve toparlayıcı rol oynamanız.

Aynı gemideysek yolumuza bunları bilerek devam etmeyi istemek en tabi hakkımız..

Bakanlığın var olan 150 milyon TL civarındaki tanıtım bütçesi “doğru kaynak yönetimi” ile yetmiyor muydu?

2018 yılı sonlarında Sayın Bakan ve Sayın Bakan Yardımcımızın huzurunda gerçekleşen toplantıda hazırda bulunan STK başkanları neden yönetimde değil?

İlgili STK başkanları tavsiye niteliği taşıyan ‘’ Danışma Kuruluna ‘’ alınırken kendilerinin fikri, görüşü ve / veya oluru alındı mı?

İlgili ilk taslak çalışmada yönetimde görünen TÜRSAB başkanı ajans kurulumunda neden devre dışı bırakıldı?

Fonun yönetiminde dışarıdan atanacak üst düzey yönetici “CEO” var mıdır? Varsa kimdir?
Sayıştay ve kamu ihale denetimine kapalı olan fon kaynak yönetimi nasıl olacak? Daha önce toplam kaynağın % 70’i tanıtım için kullanılacaktı? Aynı oran geçerli midir? Geçerliyse % 30’luk dilim nasıl ve nerede kullanılacak?

Biz hep birlikte çok daha güçlüyüz.

En Derin Saygılarımla,

Hüseyin Kurt
Uluslararası MICE Endüstrisi Derneği (I-MICE)
Yönetim Kurulu Başkanı