POYD BAŞKANI ALİ KIZILDAĞ 'TURİZMİMİZİ YENİDEN DİZAYN ETMELİYİZ'
2013 İDARE ETTİ
-Antalya, 2012-2013 turizm sezonunu nasıl geçirdi?
-2013 yılı çok iyi başlayıp daha sonra gezi olaylarının
etkisi ile birlikte durgunluk sürecine girdi.Bunun akabinde; toparlanma amaçlı yapılan aksiyonlar
neticesinde, sayısal olarak suni bir artış gerçekleşmiş gibi gözükse de,
gelirsel anlamda çok pozitif bir ivmenin yakalandığı söylenemez.Ayrıca sayısal anlamdaki artışın, yatak kapasitesindeki
artış ile orantılandırılması durumunda; halihazırdaki toplam kapasitede ne
yazık ki önemli artış gerçekleşmediği ortaya çıkıyor. Yatak sayısındaki artışı
karşılayabilecek düzeyde bir ivme kaydedilmedi.
SAYI ARTTI, GELİR YERİNDE SAYDI
-POYD Başkanı olarak Antalyanın bu performansından memnun musunuz?
-Turizm sektörünü genel anlamda analiz edecek olursak;
2013 yılını yüzde 10lar düzeyinde bir turist artışıyla kapatacak gibi
görünüyor. Ancak turizm gelirlerindeki artış maalesef aynı oranda seyretmiyor.
2014 yılı içinde yine bu yıl olduğu gibi gelen ziyaretçi sayısı bakımından yüzde
8-10 civarında bir artış yapması beklentisi öngörülüyor. Ancak bu gelişme
ülkemizdeki siyasi ve politik gelişmeler ve yine sınırlarımızdaki komşu
ülkelerle yaşanabilecek olumlu ve olumsuz ilişkiler ve sıkıntılara bağlı olarak
değişken özelliktedir. Turizmin başkenti kabul ettiğimiz Antalya için, en
önemli bulgu; bu artışa bağlı olarak aynı ivme ile yükselmesini beklediğimiz
destinasyon-hizmet kalitesi ve turizm gelirleridir.
UCUZ DESTİNASYON ALGISI
-Ülkemize ve Antalyaya gelen turist sayısı artarken,
turist başına ülkemize bıraktığı döviz ise azalıyor. Bu konuda neler
yapılabilir?
-Türkiyenin maalesef genel anlamda ucuz bir destinasyon
olarak algılanma sorunu var.Son yıllarda, daha çok harcama yapan turisti ağırlayan
otellerin yapılması, belirli oranlarda pahalı turistin ülkemize gelmesini
sağlamış olsa da; toplam kalite anlamında, destinasyonların mass bir destinasyon
olarak algılanma güdüsü, halen devam etmektedir. Bu nedenle sadece otellerin
değil, tüm havzanın kaliteli bir destinasyon olarak planlanması ve yeni baştan
organize edilmesi gerekir.
BAŞTAN DİZAYN EDİLMELİ
-Turizmimizin 12 aya yayılması ve çeşitlendirilmesi için ne gibi projeleriniz var?
-Türkiye turizminin bence yeni bir paradigmaya ihtiyacı
var. Yani bu paradigma; 1) alt yapımızı geliştirmemiz, 2) eğitimimizi bu konuda
geliştirmemiz, 3) turizmi sadece turizm alanlarında değil, turizm havzalarında,
özellikle Türkiyenin kıyıya sıkışmış bölgelerinden, Anadoluda yaymamız
gerektiğidir. Bu sözlerimle; O bölgelerdeki yaşayan Anadolu insanının, turizmin
genetik akışının olduğu tüm bölgelerde yaşayan insanların, bu işle ilgili
bilinçlendirilmesi, bilgilendirilmesi ve bu işlemin mutlaka nemalandırılmasını
kastediyorum. Sadece kıyıya sıkışmış bir turizm olamaz. Türkiye turizm anlamında
inanılmaz büyük bir değer. Türkiyedeki tarihi değerler, Türkiyedeki kültürel
değerler, yemek kültürü, yaşayan kültür, folklor her şeyi inanılmaz. Tüm
bunların değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Kıyılarda sıkışmış olan
turizm faaliyetinin değişik aktivitelerle iç bölgelere yayılması ve bu iç
bölgelerdeki insanlarımızın da turizm faaliyetinin içinde yer alması önemli bir
zorunluluktur. Aksi halde gelinen noktadan daha ileriye gitmek mümkün
olamayacaktır.
Yani birinci jenerasyon tesislerimiz çok yıprandı,
bunların artık Türkiye içerisinde rekabet gücünün kalmadığını düşünüyorum,
kaldı ki bu durumda Dünya ile de yarışması çok zor. Öncelikle Türkiye içindeki
rekabette iyi bir yer noktaya getirmek için, mutlaka yenilenmelerinin teşvik
edilmesi lazım. Yenilenme yatırımlarının, projelerinin mutlak suretle yeni bir
yatırım teşviki kapsamında değerlendirilmesi lazım. 2023 vizyonu diye öngörülen
vizyonun içerisinde; sadece yeni turizm alanları veya yeni turizm kentleri
olmamalı, önceki destinasyonların da yeni ihtiyaçlara ve trendlere göre baştan
dizayn edilmesi lazım.
TEK SUÇLU HER ŞEY DAHİL Mİ?
-Her şey dahil sistemi konusunda görüşleriniz nelerdir?
-Turizm sektöründe yaşanan tüm operasyonel ve ekonomik
sıkıntılarda ilk suçlu HERŞEY DAHİL sistemi olarak gösteriliyor. Ben bu
fikirde değilim. Bu sistem öyle ya da böyle artık Türk turizmde ekonomik ivmeye
sahip tüm büyük şirketlerin vazgeçilmezi haline gelmiştir. Zira bu sistemden
uzaklaşırsanız ne yazık ki birşey yapamaz hale gelirsiniz. Bence asıl olan;
tasarlanan konseptin iyi planlanması, pazarlanması, ayrıcalıkları ve hizmet
kalitesinin misafire iyi gösterilmesidir. Sistemde emeği geçen herkesin
hakkettiği bedeli alabilmesi konusunda, destinasyonda ortak pazarlama ve değer
çalışmaları yapılmalıdır.
YATAK SAYISI KONTROLLÜ ARTMALI
-Özellikle Antalya bölgesinde yeni bir otele gerek olmadığı, bu konuda yeterli doygunluğa ulaşıldığı söyleniyor. Bu görüşe katılır mısınız?
-Antalya bölgesinde, yatak artışının planlı bir şekilde
yürütülmesinin daha doğru olacağı kanısındayım. Her yıl 35-40 bin yatak artışı
yerine, ancak daha düşük oranlarda, iyi planlanmış ve kontrole açık bir artış
kabul edilebilir. Bunun yanı sıra, daha önemli bir konu; eski jenerasyon
otellerin, yenilenmelerinin teşvik edilmesi ve bu otellerin çağın gereklerine
daha uygun hale getirilmesinin sağlanmasıdır.
2014 İÇİN ENDİŞELİYİM
-2013-2014 sezonu için beklentileriniz nelerdir?
-2014 yılının, 2013ten çok daha başarılı geçeceğini öngörmek ne yazık ki hayalcilik olur.Avrupa'da genel anlamda bu yıl için ekonomide bir durgunluk beklentisi var. Amerika merkez bankası FED in, özellikle faizlerle ilgili, sıkı para politikası izleyeceği bekleniyor.Ve en önemli gelişmelerden birisi de; Rus pazarının, Türkiye dışında özellikle Asya ve Avrupa'ya ciddi bir ilgisinin oluşması, bunun akabinde tanınan vize kolaylıkları ile bu ilginin ivmeli bir artışla devam edeceği muhtemel görünüyor. Türkiye Rusya'da artık ucuz bir destinasyon olarak algılanmıyor.
Rakip ülkelerin, yaşamış oldukları ekonomik sıkıntılar nedeni ile turistik mal ve hizmetlerinde yapmış oldukları kampanyalarla, fiyat anlamında artık Türkiye'den daha cazip bir konuma gelmiş olmaları, 2014 yılında pazarlama anlamında ciddi sıkıntılar yaşayacağımızı işaret ediyor.