KÜLTÜR KENTİ MÜNİH

Müzeler ve galeriler

Münih’te bulunan müze ve galerilerin koleksiyonları dünyanın en önemli koleksiyonları arasında sayılmaktadır. İlk çağdan antik çağlara, orta çağdan şimdiki zamana kadar burada zevkinize ve öğrenme isteğinize ne hitap ediyorsa görebilir, inceleyebilir veya sadece keyfini sürebilirsiniz. Toplam 42 müze ve koleksiyon ve 70’i aşkın galeri size Avrupa kültürünün bütün yelpazesini gözler önüne serecektir.
Eski Pinakothek olarak bilinen sanat müzesi Avrupa resmini 14.üncüden 18.inci yüzyıla kadar sergilemektedir. Bünyesinde barındırdığı Dürer, Rembrandt, Rubens ve Leonardo da Vinci gibi büyük ustalarla koleksiyon dünya çapında bir üne kavuştu. 19.uncu yüzyıl Avrupa’sının resim ve heykellerini Yeni Pinakothek’te görebilirsiniz. Münih’in üçüncü Pinakothek’i, Pinakothek Modern, dünyanın en büyük 20.nci ve 21.inci yüzyıl güzel sanatlar müzelerinden biri. Ziyaretçiler burada tek bir çatı altında dört farklı koleksiyonda resim, grafik, heykel, tasarım, mimari ve enstalasyon görebilirler.
Aralarında Kandinski, Klee, Macke, Marc ve Münter gibi sanatçıların bulunduğu Blaue Reiter grubunun eserleri Lenbachhaus şehir galerisinde sergilenmekte. Galerinin bir diğer ağır topu uluslararası çağdaş sanattır. Klasik ve çağdaş modern’e dair geçici sergileri galerinin yakınında, Königsplatz’da bulunan Kunstbau’da görmek mümkün.

Münih’te kamuya açık yapılmış müzelerin en eskisi olan Glyptothek Yunan ve Roma zamanına dair en önemli heykel koleksiyonlarından birini barındırmaktadır. Müzenin karşısında bulunan Devlet Antikalar Koleksiyonları’nda (Staatliche Antikensammlungen) ise Yunan seramik sanatına dair başyapıtları görmek mümkün.

Şehrin sanat yaşamının vazgeçilmezleri arasında özel sergileriyle büyük beğeni toplayan Kunsthalle der HypoKulturstiftung ve düzenlediği klasik modern ve uluslararası çağdaş sanat sergileriyle Haus der Kunst yeralmaktadır. Özellikle genç sanatçılar kendilerini örneğin Haidhausen semtindeki Lothringer 13 adlı belediye sergi salonunda ifade edebiliyorlar.

1903 yılında mühendis Oskar von Miller tarafından kurulan Deutsches Museum dünyanın en önemli doğabilimsel-teknik müzeleri arasında sayılmaktadır. Yaklaşık 55.000 metrekare sergi alanı ve çok değerli teknik ve doğabilimsel orijinal sergi objelerinden oluşan kapsamlı envanteriyle müze size ilgi çekici ve eğlenceli bir şekilde son 100 yılın teknik-doğabilimsel yeniliklerini ve bununla bağlantılı olarak ortaya çıkan toplumsal dönüşüm sürecini anlatmakta. Uçak ve uzay bilimi bölümü şehrin girişinde bulunan Flugwerft Schleissheim tersanesinde bulunmaktadır. Hızlı bir şekilde yol alabilmek için yapılan araçları Theresienhöhe’de bulunan Verkehrszentrum Deutsches Museum müzesinde görmek mümkün.

Münih’in şehirsel ve zamansal tarihiyle ilgilenenler St.-Jakobs-Platz meydanındaki Münchner Stadtmuseum şehir müzesini gezmeliler. Buna ilaveten müzede fotoğraf ve müzik enstrümanları sergileri, kukla tiyatrosu gibi etkinlikleri de görmek mümkün. 2008 yılının ilkbahar aylarına kadar sürecek olan tadilat çalışmaları sebebiyle tarihi mühimmat deposu (Zeughaus) gibi bölümler kapalı olmakla beraber müze ziyaretçiler için açık olacaktır.

Münich’te geçirilecek bir müzeler gününe Isartor’daki Valentin-Karlstadt-Museum müzesinin büyülü dünyasını katmadan olmaz. 1882 yılında doğan oyuncu, komedyen, yazar ve film yapımcısı Karl Valentin Münich’te yetişmiş en renkli ve büyük sanatçılardan birisidir.

Tiyatrolar ve konserler

Münih’teki yaklaşık 58 küçük ve büyük tiyatro çok çeşitli bir program sunmaktadır. Dünyanın meşhur opera ve balet sanatçıları Bayerisches Nationaltheater’de (Bavyera Milli Tiyatrosu) sahne aldılar. Yaz aylarında meşhur opera festivaline binlerce ziyaretçi akın etmekte. Opera, operet ve müzikaller için diğer sahneler Gärtnerplatz ve Prinzregenten tiyatrolarıdır. Deutsches Theater’de çeşitli show’lar ve müzikaller görülebilir. Almanya’nın en saygıdeğer tiyatro toplulukları arasında progresif tiyatro anlayışıyla Art Nouveau tarzında bir binada bulunan Münchner Kammerspiele yeralır. Bavyera Devlet Tiyatroları’nın oyunlarını sergilediği sahneler arasında Residenztheater, Marstall ve şu anda tadilatta olan ve şehrin 850.nci kuruluş yıldönümü şerefine 14 Haziran 2008’te tekrar açılacak olan Cuvilliéstheater yeralır. Yılda iki kez yazın ve kışın olmak üzere düzenlenen Tollwoodfestivali’nin çadırlarında tiyatro, sirk, opera ve konserler için orijinal mekanlar yaratılmaktadır.

Şehrin klasik müzik yaşantısına dünya çapında meşhur üç orkestra damgasını vurmuştur: Dünyaca meşhur orkestra şefleri Christian Thielemann, Kent Nagano ve Mariss Jansons tarafından yönetilen Münih Filarmoni, Bavyera Devlet Orkestrası ve Bavyera Radyosu Senfoni Orkestrası. 2006/2007 sezonundan beri Kent Nagano Bavyera Devlet Orkestrası’nı genel müzik direktörü olarak yönetmektedir.
1985 yılında Münih Filarmoni Gasteig’daki kültür merkezinde Philarmonie adlı ve 2400 koltuklu Almanya’nın en büyük konser salonlarından birisine sahip oldu. Münih’te ayrıca pek çok ufak çapta orkestra da mevcuttur. Müzikal altyapı Hochschule für Musik und Theater yüksekokulu ve Richard-Strauss-Konservatuarı’nda yetiştirilmektedir.
  
YEMEKLİK MÜZELER:

Dresden’de geleneksel bir müze café
Dresden’de turistlerin rağbet ettiği görülecek yerler listesinin en üst sıralarında pek çok ziyaretçi için Zwinger, Frauenkirche kilisesi ve resim galerisi’nin yanı sıra bir peynirci yeralmaktadır: şehrin yeni yerleşim merkezinde yer alan tarihsel “Dresden Mandırası”. Paul Pfund 1880 yılında Dresden’de Pfund Kardeşler Mandırası’nı kurar ve bu mandıra yıllar geçtikçe çok başarılı ve dünyanın her tarafına ihracat yapan bir şirkete dönüşür. Mandıranın kalbi  “Dünyanın En Güzel Sütçü Dükkanı”’nın bulunduğu zemin katında atar. Elle çizilmiş gibi bir güzelliğe sahip bu dükkanın tamamı elle boyanmış Villeroy & Boch fayanslarıyla kaplanmış ve 1998 yılında da Guinness Rekorlar Kitabı’na girmiştir. Küçük bir yemek molası esnasında ziyaretçiler bu atmosferi içlerine çekebilirler.

Dortmund’da bir yemek kitabı müzesi
Dortmund şehrinde bulunan Sanat ve Kültür Tarihi Müzesi’ne bağlı olan Alman Yemek Kitabı Müzesi 19.uncu ve 20.nci yüzyılın kadın portresini ve mutfak tekniklerini gözler önüne sermektedir. Müzenin odak noktasını 1856 ile 1876 yılları arasında Dortmund’da yaşamış ünlü yemek kitabı yazarı Henriette Davis oluşturmaktadır.  Yazarın yemek kitapları birer yemek tarifleri koleksiyonu olmanın yanı sıra ev ekonomisine dair birer pratik kılavuz niteliği de taşımaktaydı. Katılımcılara ilginç bilgilerin aktarıldığı müze turları düzenli olarak yapılmaktadır.


Doğu Frizya çay müzesi
Çayın kendine has dünyasını ziyaretçiler Doğu Frizya Çay Müzesi’nde keşfedebilirler. Bu bağlamda ziyaretçiler özellikle Çinlilerin, Japonların, İngilizlerin ve Doğu Frizyalıların kültürel ve ekonomik hayatlarına ve aynı zamanda da çay içme alışkanlıklarına dair pek çok ilginç bilgi edinebilirler. Rehberli turlara dahil olarak Doğu Frizya’da çayın geleneksel olarak nasıl hazırlandığının gösterildiği bir “çay seremonisi” de sunulmaktadır.

Biranın Bavyera’daki tarihi
“Altın sıvının” Bavyera, Franken ve Yukarı Franken bölgeleri için önemi 3000 metrekarelik bir alana yayılmış olan Kulmbach’ta bulunan Bavyera Biracılık ve Fırıncılık Müzesi’nde görülebilir. “Zaman içinde bira kültürü” bölümünde örneğin ziyaretçiler Mısırlıların, Romalıların ve Keltlerin nasıl bira yaptığını ve Orta Çağ’da biranın nasıl hazırlandığını keşfedebilirler. Bu gezi hem burnunuza, hem kulaklarınıza hem de damağınıza hitap edecektir. Gezinin en ilgi çekici bölümü “Camlı Bira Fabrikası” bölümüdür. Burada ziyaretçiler şerbetçiotu, malt, su ve mayadan “müze birasının” nasıl yapıldığını görebilirler. Müzenin hemen yanında bulunan Mönchshof Brauhaus bira fabrikası ve restoranında teoriden uygulamaya bir geçiş yapılabilir.

Rengarenk lezzetler
Şekerlerin nereden geldiğini, ilk şekerleri kimlerin yediğini, eskiden nasıl üretildiklerini ve satıldıklarını ve öksürüğe karşı neden faydalı olduklarını hep merak ettiyseniz o zaman Vaihingen’deki Şeker Müzesi tam size göre: 300 metrekarelik bir alanda şekerleri, şeker kutularını, şeker üretme makinalarını ve eski reklamları esprili bir kültürtarihsel yaklaşımla görebilirsiniz. Gezinin sonunda canı tatlı bir şeyler çeken ziyaretçiler müzenin satış mağazasında bulunan JUNG şeker fabrikasının “Jelibon-Dünyasında” bu rengarenk lezzetleri satın alıp evlerine götürebilirler.


Spicy’s Baharat Müzesi
Hamburg’da bulunan Spicy’s Baharat Müzesi’nde amatör aşçılar ve olmak isteyenler eğlenceli bir şekilde baharatların kullanımı, saklanması ve kalitesiyle ilgili bilgi alabilirler. 350 metrekarelik bir alana yayılmış olan 900ü aşkın sergi objesi baharatların son 500 yıllık tarihini gözler önüne sermektedir. Baharatların ekilmesinden tam mamule kadar olan bütün süreci burada görmek mümkün.
21 Ekim 2007 tarihine kadar devam edecek olan “Pasta und basta!” (Makarna, işte o kadar!) adlı özel sergide soslar, hamurlar ve makarnalar hakkında bilmeniz gereken herşeyi öğrenebilirsiniz. Müzede ayrıca teoriden damak zevkine doğrudan hitap eden yemekli akşamlar da düzenlenmektedir.

ENFORMASYON:
Spicy's Gewürzmuseum GmbH,
Am Sandtorkai 32, 20457 Hamburg,
Tel. +49(0)40/367989, Fax 367992,
mailto:[email protected],
http://www.spicys.de