KORSAN YATAĞI: YALIKÖY

Çatalca’nın ilk olarak İnceğiz köyü civarında kurulduğu, daha sonra başka bir yere taşındığı ve son olarak şimdi bulunduğu yerde geliştiği kabul ediliyor. Yer yer görülen surların Bizans’tan kaldığı sanılıyor. İlçe merkezindeki Çatalca Hamamı, Ferhatpaşa Camisi, Hacı Mahmut Çeşmesi ve Çatalca Tren İstasyonu Osmanlı döneminden kalma önemli tarihi yapılar.
Trakya’nın Karadeniz kıyısı boyunca görülen kayalara oyulmuş yerleşimlere Çatalca çevresinde de rastlanıyor. Çatalca yakınlarındaki İnceğiz köyünde de Kapadokya’dakilere benzer kaya yerleşimleri bulunuyor. Üstelik İnceğiz Mağaraları tek değil, İhsaniye köyünde de İki Göz ve Kocakuyu adlı iki mağara, Elbasan köyünde içinde el figürleri bulunan ve köye adını veren bir mağara var.

İNCEĞİZ MAĞARALARI

İnceğiz mağaraları olarak bilinen yerleşim dört katlı. İkinci katında tavanına haç oyulmuş küçük bir kilise de var. Kilisenin varlığı burasının bir manastır olduğuna da işaret ediyor. Kayalara oyulmuş merdivenlerle katlar arasında bağlantı sağlanmış. Kayalığın çevresindeki patikalar sayesinde bütün katlarına çıkılabiliyor.
İnceğiz Mağaralarının 9.yüzyıla tarihlendiği ve Cenevizlilerden kalma olduğu söyleniyor. Bu yanlış bir bilgi olmalı. Zira ikinci kattaki kilisenin özelliklerine bakıldığında 5 yada 6.yüzyılda yapıldığı anlaşılıyor. Üstelik Trakya’da bulunan kaya manastırlarının daha önceleri de kullanıldığı da biliniyor. Bu konuyla ilgili yapılmış bir araştırma yok, ancak yörede bölgenin yerli halkı olan Traklar’ın bir kolu olan Astların yaşadığı ve antik dönemde Istranca  Dağlarının Ast Dağları olarak anıldığı biliniyor. Büyük olasılıkla Astlardan kalma bu yerleşimin Bizans zamanında daha da genişletilerek kullanılmış olması mantıklı görünüyor.
İnceğiz Mağaralarına yöre halkı Kemal Sunal mağaraları diyor. Bazı Kemal Sunal filmlerinin burada çekildiği söyleniyor. Mağaranın önünden Karasu Deresi akıyor. Derenin kıyısında ücretli bir piknik alanı bulunuyor. Özellikle hafta sonları burası dolup, taşıyor.  Yalıköy’e giden yolun çevresindeki köylerden Kabakça, İhsaniye, Akalan, Subaşı, Çanakça ve Karacaköy’de içinde buz gibi suların aktığı başka piknik alanları da var.
Tarih boyunca İstanbul suyunu bu yöreden sağlamış. Bizans döneminde kemerle su taşınmış yöreden, Gümüşpınar köyü yakınlarındaki Ballıgerme ve Kurşungerme bunun kanıtı olarak zamana kafa tutarcasına ayakta duruyor.
Geçtiğimiz yüzyılda ise Terkos Gölünün suyu verilmiş İstanbullulara. İstanbullular için şebeke suyunun adı Terkos olmuş. Çevrede birçok şifalı su kaynağı da var. Akalan, İhsaniye, Istranca, Gümüşpınar, Çörtlen, Karamandere ve Ayazma kaynak suları buradan çıkıyor. Şimdi damacanalarda satılan kaynak sularının çoğu yine bu çevreden geliyor.

NEYİMİZE GEREK UZUN DUVAR(!)
Karacaköy’den Evcik Plajına giden yol üzerinde ormanların içine gizlenmiş bir tarih yatıyor. Sormadan bilmeden bulmanız farkına varmanız imkansız. Çünkü herhangi bir tabelası yok. Oysa bu kaderine terk edilmiş tarihi yapı Çin Seddinden sonra Hunlar'ı durdurmak için inşa edilmiş Dünyanın ikinci büyük suru olduğu söylenen Anastasios Suru (Uzun Duvar).
Bizans İmparatoru Anastasios tarafından 507-511 yılları arasında Hun saldırılarını engellemek ve İstanbul surlarının dışında kalan saray, kilise, manastır gibi yapıları koruma amacıyla yaptırılan Uzun Duvar İstanbul’a (Topkapı) yaklaşık 65 km uzaklıkta. Silivri’nin yaklaşık 3 km batısındaki Karınca Burnu’ndan başlayıp; Karadeniz kıyısındaki Evcik İskelesine kadar 56 km boyunca uzanıyor.
Karacaköy-Yalıköy arasındaki Evcik Plajına giden asfalt yol boyunca görülen duvar yaklaşık 2,5 km sonra yoldan ayrılıp ormanın içine doğru yöneliyor ve bir süre sonra gözden kayboluyor. Meşe ormanları arasındaki duvar bu yörede oldukça iyi durumda. Uzun Duvarın en yüksek yeri 5 metre, kalınlığı da 3-3,5 metre arasındaymış. Şimdi yüksekliği ancak üç metreyi buluyor, geçtiğimiz yüzyıla kadar büyük bölümü ayaktaymış, korumaya çalışan olmamış ama taşlarıyla ilgilenmişler(!) Duvarın nerelerde görülebildiğini sorduğum yaşlı bir Karacaköylü 1960’lı yıllarda duvarın köyün yakınlarındaki kısmının devletin dozerleriyle yıkıldığını ve taşlarının köylülerce kullanıldığını söyledi. Örneğin Karamandere Camisi Uzun Duvarın taşlarıyla inşa edilmiş.
Evcik İskelesinde buraya kadar ulaştığı bilinen duvardan bir iz görülmüyor, ama tepede Bizans dönemine tarihlenen Hagios Georgios Manastırının kalıntıları yer alıyor. Manastırdan geriye kubbesi çökmüş bir kilise ulaşmış, çevresinde başka bir yapı yok.

EVCİK’TEN ÇİLİNGOZ’A

Evcik İskelesi olarak bilinen kumsal yörenin en bakir yerlerinden biri, birkaç derme-çatma baraka dışında hiçbir yapılaşma yok. Güzel bir çeşmesi ve çay ocağı var ama yiyecek doğru dürüst bir şey satılmıyor.
Karacaköy’e gelmeden ayrılan bir başka yol ise Ormanlı Plajına gidiyor. Ormanlı Plajı sürekli esen rüzgarı ve kum duvarları nedeniyle yamaç paraşütü için son derece uygun bir yer.
Karacaköy’ün içinden geçen yol Yalıköy’e kadar ulaşıyor. Yalıköy Karaburun’la birlikte Çatalca'nın Karadeniz kıyısındaki iki sahil köyünden biri. Eski bir Rum balıkçı köyü olan Yalıköy’e Rumlar çizme anlamına gelen Podima diyormuş ve bir zamanlar korsan yatağıymış. Köyde Rumlardan kalma pek bir şey yok, köyün merkezindeki ahşap evlerin alt katları  eskiden şarap imalathanesi ya da dükkan olarak kullanılıyormuş. Yalıköy’ü çepeçevre saran orman en büyük geçim kapısı, kimi odunculuk yapıyor, kimi odun kömürü yapıp, satıyor. Köyün suyu da çok ünlü. Sezonun kısa olması nedeniyle turizm fazla gelişmemiş. Oysa yer yer 100 metre genişliğinde ve 12 kilometre uzunluğunda kumsalı var. Yalıköy sahilinde birkaç balıkçı lokantası ve otel dışında turistik tesis yok, bu yüzden tenha bir yer.
Yalıköy’den Kıyıköy’e doğru giden 13 kilometrelik yol şimdilik yapılaşmanın olmadığı bir başka cennete varıyor: Çilingoz. Ücret ödeyerek girilen Milli Parklar’a bağlı Ormaniçi dinlenme yerinde günübirlik piknik yada çadırda kamp yapılabiliniyor. Deniz kıyısındaki mağaralar adeta bir sanat eseri gibi, dere, orman ve deniz velhasıl doğayla baş başa kalmak için güzel bir seçenek Çilingoz.

NASIL GİDİLİR?
İstanbul’a 105 km uzaklıktaki Yalıköy’e ulaşmak için Çatalca-Subaşı-Kestanelik-Çanakça-Dağyenice-Karacaköy rotasını izlemek gerekiyor. Evcik Plajı ve İnceğiz Mağaralarına gitmek için özel araç şart. Yenibosna’dan kalkan İETT otobüsleriyle bir saatte Yalıköy’e ulaşılıyor. (Ersoy Soydan /[email protected] )