KONAKLAMADA TÜRKİYE YENİ KUŞAKLARI YAKALADI MI?
Geleneksel konaklama zincirleri ve iş modelleri üzerinde önemli bir değişim var.
Şimdi dikkatler ve merak; otel markalarının değişiminde, bir sonraki adımın ne olacağında.
Bugün tüm zincirler, yeni aktör ve pazarlama kanallarının karşısında zorluklarla birlikte bazı fırsatlarla da sahip olduklarını düşünüyorlar. Ancak yeni dinamiklere ve büyük tepkilere cevap verebilmek için FARKLI BİR YAKLAŞIMIN olması gerekiyor.
Turizmdatabank'ın hazırladığı Otellerin gelecekteki iş modeli ne olacak? konulu araştırmaya göre; belki de müşteriler, otellerin iç tasarım hizmetlerine müdahale edebilecek belki de bir sonraki tarzı sipariş edebilecek. Otellerin şeflerini seçebilecek yada tesisin medikal-tıbbi hizmetlerine erişebilecek.
Ancak en önemli dönüşüm TEKNOLOJİDEKİ İLERLEMELER VE HAYATA YANSIMASI, SOSYAL AĞLARIN GÜCÜ VE İŞBİRLİKÇİ/ PAYLAŞIMCI EKONOMİ anlayışının ticari platformlara taşınması, iş modellerinde merkez konuma yerleşmeye başlamasıdır.
Turizmde Millennials gerçeği ve Türkiye
1980'lerde doğanların kendileri 40'lı çocukları 20'li yaşlarda. Otel müşterilerinin, en az % 33ünün oluşturan bu kuşak zincirine turizmde Millennials deniyor.
Konaklamada yeni trendlerin, esas objesi ve bir anlamda geleceği ise özellikle bugün 17-20 yaş bandında olan kitledir. Otellerde; hayat tarzı, kişiye özel ürünler, minimalist tasarım, etkileyici sanat eserleri, akıllı yiyecek ve içecek seçenekleri, deneyimleme ve yerel kültür gibi taahhütleri olan bu yeni trendin başlangıcı 2000lerin hemen başı.
Yani 2000lerden önce alınan hizmetlerle bugünlerde alınanlar arasında adeta bir uçurum oluştu.
İşte bu 40 yıllık dönem, Türkiyede kitle turizminin de tarihidir. Türkiye 1980lerin ortasında YEP YENİ otellerle pazara girerken, o güne kadar talep gören yapılar inşa etti. Ancak bu arada kuşaklar ve istekleri de hızlı bir değişim gösterdi.
Peki ülkemiz bu değişimin neresinde?
Türkiye 2000lere kadar; pazarı okudu, ürün yarattı, geliştirdi ve iyi satarak pazarda 20 yılda 10 aktör arasına girdi.
Bugün dünyanın yeni arayışlar içinde olduğu bir gerçek. Bizim durumumuz; sayısal hedeflere kilitlenmekten, değişimi kısmen ıskalamış ve esnekliğini verimli hale getirememiş gibi görünüyor.
Şimdi dikkatler ve merak; otel markalarının değişiminde, bir sonraki adımın ne olacağında.
Bugün tüm zincirler, yeni aktör ve pazarlama kanallarının karşısında zorluklarla birlikte bazı fırsatlarla da sahip olduklarını düşünüyorlar. Ancak yeni dinamiklere ve büyük tepkilere cevap verebilmek için FARKLI BİR YAKLAŞIMIN olması gerekiyor.
Turizmdatabank'ın hazırladığı Otellerin gelecekteki iş modeli ne olacak? konulu araştırmaya göre; belki de müşteriler, otellerin iç tasarım hizmetlerine müdahale edebilecek belki de bir sonraki tarzı sipariş edebilecek. Otellerin şeflerini seçebilecek yada tesisin medikal-tıbbi hizmetlerine erişebilecek.
Ancak en önemli dönüşüm TEKNOLOJİDEKİ İLERLEMELER VE HAYATA YANSIMASI, SOSYAL AĞLARIN GÜCÜ VE İŞBİRLİKÇİ/ PAYLAŞIMCI EKONOMİ anlayışının ticari platformlara taşınması, iş modellerinde merkez konuma yerleşmeye başlamasıdır.
Turizmde Millennials gerçeği ve Türkiye
1980'lerde doğanların kendileri 40'lı çocukları 20'li yaşlarda. Otel müşterilerinin, en az % 33ünün oluşturan bu kuşak zincirine turizmde Millennials deniyor.
Konaklamada yeni trendlerin, esas objesi ve bir anlamda geleceği ise özellikle bugün 17-20 yaş bandında olan kitledir. Otellerde; hayat tarzı, kişiye özel ürünler, minimalist tasarım, etkileyici sanat eserleri, akıllı yiyecek ve içecek seçenekleri, deneyimleme ve yerel kültür gibi taahhütleri olan bu yeni trendin başlangıcı 2000lerin hemen başı.
Yani 2000lerden önce alınan hizmetlerle bugünlerde alınanlar arasında adeta bir uçurum oluştu.
İşte bu 40 yıllık dönem, Türkiyede kitle turizminin de tarihidir. Türkiye 1980lerin ortasında YEP YENİ otellerle pazara girerken, o güne kadar talep gören yapılar inşa etti. Ancak bu arada kuşaklar ve istekleri de hızlı bir değişim gösterdi.
Peki ülkemiz bu değişimin neresinde?
Türkiye 2000lere kadar; pazarı okudu, ürün yarattı, geliştirdi ve iyi satarak pazarda 20 yılda 10 aktör arasına girdi.
Bugün dünyanın yeni arayışlar içinde olduğu bir gerçek. Bizim durumumuz; sayısal hedeflere kilitlenmekten, değişimi kısmen ıskalamış ve esnekliğini verimli hale getirememiş gibi görünüyor.