“KASTAMONU TÜRKİYE’NİNİSVİÇRESİ OLMAYA ADAYDIR”

“KASTAMONU TÜRKİYE’NİNİSVİÇRESİ OLMAYA ADAYDIR”
Kent, Kastamonu Sanayici ve İşadamları Derneği’nin önderliğinde bir dizi tanıtım çalışması başlattı. Türkiye’nin ilk resmi kent fuarını geçen ay ikinci kez organize eden, devam eden Emitt’de de yer alan Kastamonu’nun en büyük potansiyelini doğası oluşturuyor. KASİAD Başkanı Ayhan Aslan, “Kastamonu’nun yüzde 65’i ormandır. Yaylaları, akarsuları, kanyonları ve muhteşem bitki örtüsü ile Türkiye’nin İsviçresi olmaya aday kentimizdir” dedi.

Karadeniz’in en uzun sahil şeridine sahip ili Kastamonu son yıllarda adından sıklıkla söz ettiriyor. Başta Kastamonu Sanayici ve İşadamları Derneği olmak üzere kentin bürokrasisi ve sivil toplum örgütlerinin çalışmaları sayesinde kent, her zamankinden daha fazla kamuoyu önüne geliyor.

KASİAD önderliğinde Türkiye’nin ilk resmi il fuarına ikinci kez imza atan Kastamonu, geçen Aralık ayında gerçekleşen Kastexpo Fuarı’nda toplam cirosu 7.5 milyar doları bulan 30 ayrı sektörden 300’e yakın şirketi bir çatı altında topladı. Bu yönü ile Türkiye’nin diğer illerine de örnek olan Kastamonu, 28 Ocak tarihine kadar sürecek EMITT Fuarı’nda da geniş turizm potansiyelini kamuoyu ile paylaşıyor.

Kentin nüfusu 400bine ulaşırken, İstanbul’daki Kastamonulu sayısının 1 milyonu bulduğu ifade ediliyor. İstanbullu Kastamonulular tarafından 25 yıl önce kurulan Kastamonu Sanayici ve İşadamları Derneği, kentin en önemli sivil toplum kuruluşu. Kastamonu turizmini öne çıkarma hedefi ile faaliyet yürüten KASİAD’ın genel başkanlık koltuğunda Türkiye’nin en büyük demir çelik sanayicilerinden İçtaş’ın sahibi Aslan Ailesi’nin ikinci kuşak temsilcisi Ayhan Aslan bulunuyor. Turizm camiası, Aslan Ailesi’ni Antalya Belek’te bulunan SusesiLuxuryResort’un sahibi olarak da tanıyor.

Altı yıl önce KASİAD’ın başına geçen yeni yönetim kurulu ile birlikte amaçlarının Kastamonu’nun potansiyelini daha fazla öne çıkarmak olduğunu belirten Ayhan Aslan, “Kastamonu, 4 mevsim turizm yapılabilecek bir kentimizdir. Yatırımcıya geniş fırsatlar sunmaktadır. Ilgaz Dağı ile kış turizmine hizmet veren, yaylaları, kanyonları, mağaraları ve denizi ile doğa severlere geniş imkanlar sunan, gastronomiden, inanç turizmine, kültürü ve tarihi ile büyük potansiyel sunan Kastamonu, Türkiye’nin turizmdeki yeni fırsat bölgesidir” dedi.
Kastamonu’nun topraklarının yüzde 65’inin ormanlardan oluştuğunu belirten Ayhan Aslan, “Çok geniş yaylaları, akarsuları, göletleri ile adeta bir doğa harikası kentimiz, çok geniş bitki örtüsüne ve endemik doğal ürünlerine sahiptir. Bu yönleri ile Kastamonu Türkiye’nin İsviçre’si olmaya adaydır” dedi.

TÜRK DÜNYASININ BAŞKENTİ

Dört mevsim turizm potansiyeli ile ayrıcalıklı bir konuma sahip olan Kastamonu için bu yıl özel bir anlam taşıyor.Kastamonu, Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) tarafından 2018 Türk Dünyası Kültür Başkenti ilan edildi. Bu unvan, kent adına pek çok organizasyonun ve etkinliğin düzenlenmesine vesile olacak. 7 bin yıllık tarihiyle kesintisiz bir kronolojiye sahip olan Kastamonu, 900 yılı aşkın süredir Türk yurdu olarak biliniyor.
KASİAD Genel sekreteriCemal Şenol, ‘Kültür Başkenti’ ünvanı ile Kastamonu olarak büyük gurur yaşadıklarını belirterek, “KASİAD olarak bu büyük onurlu unvan çatısı altında önemli etkinliklere imza atacağız. Kastamonu’nun adını uluslararası arenada da daha çok duyuracağız” dedi.

KURTULUŞ SAVAŞI’NIN SİMGESİ

KASİAD Teşkilat Başkanı Hayri Konuk da Osmanlı İmparatorluğu döneminde önemli hizmetlerde bulunan Kastamonu’nun Kurtuluş Savaşı’nda da büyük başarılara imza attığını belirterek, “Kastamonu tarihi ve yakın tarihi çok önemli gelişmelere sahne olmuştur. Düşman işgaline uğramayan Kastamonu Kurtuluş Savaşı’nın en çok şehit veren kentlerinden olduğu gibi yeni kurulan cumhuriyetimizin ve devrimlerimizin de sembollerinden bir olmuştur. Başta Şerife Bacı olmak üzere özellikle kadınlarımızın önderliğinde Kurtuluş Savaşı kahramanlıkları adeta destanlaşmıştır. Tek başına bu varlığımız bile kültür turizmimiz için büyük fırsatları barındırmaktadır” dedi.

KASTAMONU’YA İLİŞKİN TURİSTİK SAPTAMALAR

Kastamonu, 170 kilometrelik sahil şeridi ile Karadeniz’in en büyük kıyısına sahip olduğu gibi merkeze 64 kilometre uzaklıkta Ilgaz Kış Tesisleri’ni de bünyesinde barındırıyor.
Çatalzeytin, Cide, Abana, Doğanyurt, Bozkurt deniz turizmine hizmet veren ilçelerdendir. Yanı sıra kanyonları, şelaleleri, yaylaları, tarihi konakları ve tarihi kalıntıları ile turizmin hemen her çeşidine hizmet verecek potansiyele sahiptir. Küre Dağları Milli Parkı, Türkiye’nin en iyi korunan ve bu özelliği ile uluslararası ödüller alan önemli gezi alanlarındandır.
Kent, mimarisi ile de öne çıkan bir özelliğe sahip. Kastamonu merkezde 350’nin üzerinde tarihi konak turizme hizmet verirken, İnebolu da bu alanda diğer önemli binalara sahip ilçelerdendir. Aşı boya, yalnızca Kastamonu’ya özgü bir bina boyama ürünüdür. İnebolu’nun Aşı Köyü’nde olan kırmızı topraktan yapılır. İnebolu denildiğinde Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde gerçekleşen Şapka Devrimi’ne de ev sahipliği yaptığından da bahsetmemiz gerekecektir. İnebolu sahilinde yer alan Genç Osmanlı mimarisi ile 1893’te inşa edilen Türk Ocağı Evi, ilçenin ziyaretçileri tarafından ilk görülen turistik merkezlerin başında yer alıyor.

EN ZENGİN MENÜYE SAHİP

Kentin gastronomi alanındaki önemine geldiğimizde, anlatacağımız çok konu başlığı bulunuyor. Öncelikle kente özgü yemek sayısından bahsedelim. Kastamonu bölgesine ait 812 çeşit yiyecek derlemesi bulunuyor. Bu sayı, Türkiye’deki en büyük yemek listesi anlamına geliyor. Bu derleme içinde 38 çeşit çorba ve 51 çeşit ekmek tarifi var. Kastamonu mutfağının ünlü yiyeceği, sac üzerinde pişirilen ‘etli ekmek’tir. Yine hepimiz sucuğun Kayseri’ye özgü bir ürün olduğunu biliriz. Oysa çemeni daha yumuşak olan Kastamonu sucuğu da ününü gittikçe artırıyor. Üryani eriğinin tek üretim yeri olan Kastamonu’nun, önemli ilçelerinden Taşköprü sarımsağına ise ayrı bir parantez açmamızda yarar var. Ününün, dünyaya yayıldığı bu lezzet, hemen hemen tüm yemeklerde kullanılır. 

OSMANLI’DAN MİRAS KALDI

İzbeli Çiftliği, tarihi 1600’lü yıllara Osmanlı dönemine kadar uzanan Kastamonu’nun önemli turizm duraklarından biri olarak kabul ediliyor. Dönemim Osmanlı Padişahı IV. Mehmet (Avcı Mehmet) tarafından, 1651 yılında tımarlı sipahi yetiştirilmek üzere İzbeli Ailesi’ne verilen bu çiftlik, geçmişten günümüze fazla bir değişikliğe uğramadan, doğal çevresi korunarak gelmiştir. Bölgedeki arazilerde yüzlerce yıldır doğal ve organik tarım teknikleri ile üretim yapılıyor. 2002’den bu yana da turizme hizmet veriyor. Özellikle organik ürünler ile hazırlanan kahvaltıları çok meşhur.

DOĞA TURİZMİNDE ÜNÜ ARTIYOR

1926 yılında aile meskeni olarak inşa edilen İzbeli Konağı, 1200 m² kullanım alanına sahip bir kültür varlığı olarak kabul ediliyor. Haremlik ve selamlık olmak üzere 2 bölümden oluşan, toplamda 3 ana kat, bir çatı katına sahip 24 oda kapasiteli yapının altında bir de mahzen bulunuyor. İksir Hanım kullanılmayan bu konağı satın aldıktan sonra konak aslına uygun restore edilmiş, İksir ResortTown Tatil ve Yaşam Kasabası’nın temelini oluşturmuş. Kastamonu Daday’da bulunan işletme azlında 700 dönümün üzerinde bir havzada turistik faaliyet yürütüyor. Ziyaretçilerine, doğa fotoğrafçılığından, at sporlarına, safariye, gölde balık avına kadar çok değişik etkinlikler sunuyor.