İTÜ TURİZM VE OTELCİLİK OKULU'NDAEĞİTİMLER BAŞLADI

Eşsiz mimari, sonsuz huzur, dört dörtlük tatil



Sevgili Öğrenciler, Okulunuza hoşgeldiniz. Artık bir mesleğiniz var, Turizm... Turizm; insanı insan yapan evrensel bir sektördür. Hizmet sektöründe olması gereken en önemli unsur, sevgi ve saygıya dayalı insan ilişkisidir. Hizmeti sevgiyle verebilmek ise her insanın yapabileceği bir iş değildir. Hele insani değerlerin giderek yitirilmekte olduğu bir dünyada, yüreği sevgi yüklü insanların bulunması önem taşımaktadır. Siz turizmcisiniz, yüreğinizin gözü ile insanlığa sevgiyle bakacaksınız. Okulunuz turizm sektörüne “profesyonel” elemanlar olarak yetişmeniz için her türlü desteği size sağlamaya çalışacaktır. Burada farklı bir öğrenim ve eğitimden geçeceksiniz. Artık emin ellerdesiniz. Bu okulda sevgiyle beslenerek gelişecek ve sevgiyi insanlığa armağan edeceksiniz. Amacımız; turizm sektöründe istihdam edilecek siz sevgili turizm öğrencilerimizi sektörün özelliklerinin tüm boyutlarını yaşatarak eğitmek ve önünüzde yeni ufuklar açarken, sizi meslek sahibi yapmaktır. Temel amacımız ise; akılcı, bilinçli, çözüm üretici ve geleceğin sektörü turizmde söz sahibi olacak yaratıcı insan tipini yetiştirmektir. Sevgili Öğrenciler, Biz son yıllarda toplum olarak üretmeyi, yaratmayı değil; tüketmeyi, yok etmeyi alışkanlık haline getirmiş bir millet olduk. Bu olumsuzluğu anlamak ve görmek için gün ortasında caddelerimizde boşta gezen insan yığınına bakmak yeterli olsa gerek. Okulumuza başvuru yaptığınız gün size Turizm Okulumuzun genel işleyişi hakkında ayrıntılı bilgiler içeren bir kitapçık takdim edildi. Önceden verilen o kitapçıkta sizden isteklerimiz ve size verebileceklerimiz yazılıdır. Söylemek istediğim; bu kitap sizi başarıya götürecek yapı taşlarınız olacaktır. Sizden beklenenlerin başında; § Seçeceğiniz sınıf temsilcinize yardımcı olmanız, § Haftalık konferans ve panellere eksiksiz katılmanız, § Okul dışı gezilecek oteller, müzeler, fuarlar ve tüm etkinliklerdeki davranışlarınızın 236 yıllık İstanbul Teknik Üniversitesi Vakfı’nın Turizm Öğrencilerine yaraşır biçimde, sorumlulukla yerine getirmeniz. § Staj döneminizde işe bağlılığınız, § Mezuniyet gününüzde duruşunuz saygı ve takdir toplayıcı olmalıdır. § Ayrıca, size verilen kitapta başarıya giden yolun yapı taşlarının örnekleri mevcuttur. Onlara ilaveten, yolunuzu aydın tutacağı ve yaşamınızı zenginleştireceği inancıyla bazı önerilerimi sizlerle paylaşmayı sürdürmek istiyorum. Sevgili Öğrenciler, Sabah yatağınızdan gülümseyerek kalkmayı alışkanlık edininiz. Yeni gününüzü sevgiyle kucaklayınız. İyilik yapmak için sahip olduğunuz imkan ve değerlerinizi kullanmaktan asla yorulmayınız. İnsanlara, iyilik gibi kutsal bağlarla bağlanınız. Sevdiklerinize ve sevdiğiniz arkadaşlarınıza yüreğinizin kapılarını ardına kadar candan açmalısınız. Çünkü, siz turizmci olacaksınız. Bu dünyada çizdiğiniz yolda sevgiyle büyümek, gelişmek, olgunlaşmak ve varolduğunuzu paylaşarak çoğalmak için bulunduğunuzu unutmadan derin derin düşünmelisiniz. Bir insan bilmeli ki; sevgiyle büyümüş, mutlu ve tam olgunlaşmış olduğu zaman çevresini de mutlu edebilir. Sizin mutlu olmamanız için bir neden göremiyorum. Herkes gibi sıradan bir insan olmayı istemeyiniz. Bedeninizi, aklınızı ve yüreğinizi daima sevgiyle besleyiniz. Çünkü, sevgiyle beslenmeyen bir şeyi hiçbir şey besleyemez. Sevginin önce vermek olduğunu, bu nedenle sadece almaya odaklanmanın etik bir tavır olamıyacağını da bilmelisiniz. Eğer, yüreğinizdeki sevgi paylaşacak kadar fazla ise, Tanrıya şükretmelisiniz. Çünkü Tanrıyı seven insanı da sever. Sevgili Gençler, İnancınızın gücüyle yarınları umutla karşılamalı ve geleceği sevgiyle kucaklamalısınız. Hep birlikte daha güzel bir Türkiye’de ve dünyada yaşamak ve nefes almak için elinizden geleni yapmalısınız. Gençlik gücünüzle üreten, öğrenen ve paylaşan gençler olmalısınız. Biz öğrenmenin ve bilginin ne kadar önemli olduğunu henüz kavramış bir toplum haline gelmiş değiliz. Hedefinize, her yeni gün bir öncekinden ileri olmanız gerektiğini düşünerek; ümit ederek değil, karar verip yola çıkarak ulaşabilirsiniz. Yeterki insan iyi niyetle yola çıkmak üzere bir şeyler yapmaya istekli olsun. Ben hayatta en büyük yeteneğin sevmek ve işini severek, disiplinli ve programlı çalışanlarla çalışmak olduğunu anladım. Yeni şeyler öğrenmek, araştırmak, uygulamak için en iyi yaşlarınızdasınız. İnsan bu yaşlarda öğrendikleriyle geleceği daha iyi anlamış olur. İşte bu yaşlardan başlayarak yılların içerisinde edineceğiniz bilgi ve birikimlerinizin faydasını gördüğünüz zaman, bu sizi mutlu edecek ve özgüveninizi arttırmış olacaktır. Okumadığınız, araştırmadığınız her gün sizin için kayıp günler olacak. Ne kadar şey öğrenirseniz, o kadar şey öğrendiğinizi fark edeceksiniz ve tazelendiğinizi hissedeceksiniz. Çünkü, her gününüzü bir öncekinden daha bilgili ve anlamlı olacak şekilde yaşadığınızı bilmek harika bir duygu. Daha öğreneceğim öyle çok şey var ki diyecek ve sizi heyecanlandıracaktır. Her deneyim aslında bir gelişme yolunda bir öğreti olabilir. Bu nedenle, hep daha iyi olmanız için öğrenmeye ve gelişmeye özen göstermelisiniz. Belirlediğiniz hedefe doğru kararlı bir şekilde yürümelisiniz. Henry FROD’un “Bu dünyada insanın sahip olabileceği tek güvence, bilgi birikimi, tecrübe ve yetenektir” sözünü iyi kavrayınız. Sevgili Öğrenciler, Dünyanın hiçbir ülkesiyle kıyaslanamayacak zengin turistik değerlere ve doğal varlıklara sahip bir ülkeniz var. İşte bu ülke hepinizin ülkesi ve her biriniz üzerinize düşen görevi severek yerine getirmelisiniz. Değerlerine sahip çıkmalı ve doğal güzelliklerine saygı göstermelisiniz. Ancak, ülkenizin bu günlerde yaşadığı çalkantıları görmezden gelemezsiniz. Çünkü bu ülke, bu vatan sizindir. Gerilimler bizi korkutmuyor diyemezsiniz. Kısır döngü içinde, sorunların birbirini kovaladığı bir süreçten geçiyoruz. Son yıllarda toplum olarak giderek mutsuz ve umutsuz olmayı benimsemiş insanlar topluluğu durumuna geldiğimizi gözlüyorum. Bu durumdan üzüntü duyarak neden böyle olduk diye düşünüyorum. Ülkede politikacı bolluğu var. Fakat, tehlikeyi görebilecek devlet adamı yok. Vatandaşların artan bir tempo ile ATATÜRK’e ihtiyaçlarının çoğalmakta olduğunu görüyorum. O büyük kurtarıcımızın Anıtkabir’de rahat uyumasını sizler sağlayacaksınız. Çünkü, bu vatanı size emanet etmiştir. Sevgili Öğrenciler, Aydınlık bir Türkiye’de yaşamak istiyorsanız, bu tehlikeleri görmeniz gerekir. Sizler gibi yüreği sevgiyle dolu, Kemal ATATÜRK ülkesinin güzel gençlerinin el ele vermesiyle, Türkiye’mizin gelecekte daha iyi ve güzel günler göreceğine gönülden inanıyorum. Yalnız iyi bir turizmci, iyi bir yönetici olmakla yetinmemelisiniz. Doğacak çocuklarımıza onurlu bir gelecek sunmak için onlara örnek birer ana-baba olmalısınız. Böyle ana-baba ve öğretmenlerin elinde yetişecek gençler sayesinde, laik ve demokratik bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin bütünlüğü ve ulusal birliği sonsuza dek sürecek ve çağdaş dünyada daima hakettiği yerde var olmaya devam edecektir. Sizler, yüzü gülecek, karnı tok olacak çocuklarımıza, büyük dedelerinin Kurtuluş Savaşı’mızın o destansı mücadele yıllarını anlatacak ve gerekirse o yollardan yürüyerek, her bakımdan özgür ve bağımsız bir Türkiye yaratacaklarına inandırıp, özgüvenlerini arttıracaksınız. Ülkenizin ve mensubu bulunduğunuz halkınızın mutluluğu ve refahı için yapabileceğiniz her şeyi yapmayı ülkü edinmelisiniz. Değerli Öğrenciler, Zaman zaman size yön ve yol gösterecek bilge insanlar önünüze çıkacak. 2 Ocak 1956’da Cumhuriyet’in unutulmaz Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali YÜCEL’in benim önüme çıktığı gibi... O saygın insanlar, hayat yolunuzda doğru yürüyüp yürümediğinizi söyleyecek ve size geleceğiniz için doğru yolu göstereceklerdir. Zorlukları başarıyla yenmiş ve adını dünya tarihine yazdırmış insanların yaşam öykülerini okumalısınız. Öyle çok insanlar var ki, yer yüzünde onların öykülerini hayranlıkla okuyacaksınız. Güçlüklerle karşılaştığınızda, insanın o güçlükleri nasıl yenebileceğini onlardan öğreneceksiniz ya da yaşlı bir Norveç’linin, Perugia Üniversitesi’nde söylediği : “Çözümü zor herhangi bir problem karşısında “Hayır, yılma! Bu problemin mutlaka bir çözümü olmalı. Bir kere de ATATÜRK gibi düşün deriz” sözlerini hatırlayınız ve Norveç’linin bu sözünden gurur duymalısınız. Sevgili Öğrenciler, Üzerinize aldığınız görevleri olabildiğince iyi şekilde yapmaya gayret ediniz. Zaman zaman karamsarlığa düşseniz dahi, bunları aşmayı biliniz. Bulunduğunuz kuruma fayda sağlarken aynı zamanda işinizden zevk almayı önemseyiniz. Birlikte çalıştığınız arkadaşlarınızdan, ustalarınızdan ve öğretmenlerinizden değerli bilgiler almaya çalışınız. Çünkü “ustalar” bilge insanlardır. Çalışma hayatınızda birey olarak değil, ekip olarak başarıya ulaşmayı hedefleyiniz. İnsanları iyiye özendirmek, yüreklendirmek harika bir şey... Birilerine samimi bir ifade ile “Sen bunu başarırsın” dediğinizde neler olabildiğine inanamazsınız. Sevgili Öğrenciler, İnsan ilişkilerinde bir başka önemli şey söyleyeceğim; bir tartışmayı sonuçlandıramayacağınızı anladığınızda, karşınızdaki kişiyle ortak noktaya gelinemeyeceğini hissettiğinizde, bırakın gitsin. Çünkü, hiçbir tartışmanın kazanılamayacağını deneyimlerimden biliyorum. Çevrenizdeki insanların tavırları, sizin istediğiniz gibi olmak zorunda değil, sizinkilerde onların istediği gibi olmayabilir. Unutmayın, siz farklılıklarınızla bir arada olabilirsiniz ve olmak zorundasınız. Demokrasinin de gereği bu olsa gerek... Bir insanı dikkatle ve ilgiyle dinlemek, karşınızdaki kişiye değer ve önem verdiğinizin göstergesidir. Bu tavırlarınızla insanlara özel olduklarını gösterdiğinizde onlarda sizi değerli ve farklı hissedeceklerdir. Değerli Öğrenciler, Bu dünyaya insan olarak geldiniz ve yaşamınızdan doyum elde ederek Tanrı’nın izin verdiği yere kadar varlığınızı sürdürmelisiniz. Yaşlanmaktan korkmayın. Fakat, paslanmaktan korkunuz. Söylemek istediğim; hepinizin bu dünyada yaşama süreniz sınırlı... Bu nedenle, aldığınız her soluğun değerini bilmek için, birgün kesinlikle son nefesinizi alacağınız gerçeğini de aklınızdan çıkarmamalısınız. En zor anlarınızda doğayla bütünleşmeye çalışın. Doğayla yüreğinizden gelecek sesle iletişim kurun. Çünkü, yaşamın hep aynı gideceğini şimdiden bilemezsiniz. Yarın ne ile karşılaşacağınızı, neleri görüp neleri göremeyeceğinizide bilemezsiniz. Bugün bu genç yaşlarınızda o sağlık ve neşe dolu nice tanıdıklarınızı ve yakınlarınızı da birgün göremeyeceğiniz gibi... Bu nedenle, bugün gördüğünüz yakınlarınızı, tanıdıklarınızı, arkadaşlarınızı sağlık ve neşe içerisinde görmekten mutluluk duyun ve Tanrıya şükredin. Sevgili Öğrenciler, Geçmişi unutmadan geleceğe koşmalısınız. Hiçbir insan geçmişi satın alacak kadar servet sahibi değildir. Her şeyi, her yeniliği önceden bilmeye ve öğrenmeye çalışınız. Çünkü, önceden bilmek, kazanmak demektir. Her şeyi bilmenin kapısından eğitimle girilir. Çünkü, eğitim düşünceyi öğretir. Düşünce ise, insanı akılcı ve özgür yapar. Özgür ve akılcı düşünce de yaratıcılığa özendirir. Ülkemizin en hayati sorunu cehaleti ve bağnazlığıdır. Bu sorunun kesin ilacı ise laik ve çağdaş eğitim ve bilimdir. Çünkü eğitim, değişim demektir. Geleceğe pozitif ve gülümseyerek bakın. İnsan gülünce insanlaşır. Turizmcinin en büyük sermayesi gülümsemesidir. Gülmeyen insan turizmde başarılı olamaz ve dost kazanamaz. Halbuki, siz dost kazandıkça başarılı olacaksınız. Bu nedenle, hayata iyimser gözlerle bakınız. İyimserliğin ilk adımı ise gülümsemedir. Kötümserlik ise yenilgidir. İyilik yapmaya yüreğiniz açık olsun. “Nakli bilgi”yi değil, “akli bilim”i yeğleyin. Düşünebilen ve sorgulayan insan olun. Soğukları ısıtacak ve güneş gibi parlayacak turizmciler olmalısınız. İnsanlara mutlu gözlerle bakmalısınız. Kendisi mutlu olmayan insan, başkasını mutlu edemez. Yüreğinizi ve aklınızı insan sevgisiyle dengede tuttuğunuz sürece başkasını mutlu edememe diye bir şey söz konusu olamaz. Sevgili Öğrenciler, Bir turizmci olarak koşullar sizi sınır ötesi ülkelere taşımış olabilir. Dünyanın neresinde bulunursanız bulunun, yüreğiniz vatan sevgisiyle çarpsın. Söylemek istediğim; anayurdunuz Türkiye’yi yüreğinizin içinde güçlü tutmalı ve Türklük bilincinizi yitirmemelisiniz. Daima barıştan yana olunuz. Kavga ile işiniz olmasın. “Yurtta barış, Dünyada barış” diyen Önderimiz ATATÜRK’ün düşüncesi ve sevgisiyle aydınlık yarınlara hazırlanın. Böyle bir insancıl ruhla turizm sektörüne açılmanızı gönülden diliyorum. Mesleği Turizm olan Sevgili Öğrenciler, Sözlerimin sonuna gelirken; size bedensel engellilerle karşılaştığınızda; onlara saygı duymanızı, erdem ve şefkat dolu insani duygularınızla yaklaşmanızı öneriyorum. Her birinizin başına gelebileceğini düşünerek, onları dışlamak yerine, hayatınıza katarak destek olmalısınız. Anlatmak istediğim; sadece kendinizi düşünmemelisiniz. Daha dengeli paylaşımların ve hukukun işler olduğu bir dünya için çalışmalısınız. İnsanların açlık çekmeden, adaletsizliğe uğramadan, yasaların herkese eşit uygulanması için uğraş vermelisiniz. Ben genç yaşımda emekçi kardeşlerimin alın teri ve emeklerinin kotarılmasının mücadelesini verdiğim yıllarda, yasalardan kaçmayı düşünmedim ve dürüstlük saymadım. Artık bu yaşta nerede tutuklu kaldığımı dahi hatırlamak istemiyorum. Söylemek istediğim; kendi doğrularımla huzur, mutluluk ve sevgi dolu bir dünyada başkalarınında farklı doğrularına değer vererek yaşamayı amaçlıyorum. Böylece, insani düşünme yeteneğimi iyi kullanmaya çalışıyorum ve her şeyi olumlu yönde etkilemesi için onları kontrol edebilmeyi öğreniyorum. Siz sevgili öğrencileriminde hizmetinde bulunmanın mutluluğunu yaşattığı için Tanrı’ya şükrediyorum. Türk ulusunun evlatları olarak bilim ve uygar dünyaya giden yolunuz açık olsun."