"GELECEĞİN TURİZM MEKANLARI OTANTİK,ÖZGÜN VE SAMİMİ OLACAK"
Değişen Tatil Anlayışının Mekansal Yansımaları: Turizmde Alternatif Mimarlık Arayışları başlığıyla ODTÜ Mimarlık Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. C. Abdi Güzerin moderatörlüğünde düzenlenen panelde; otantik, özgün ve samimi karakterdeki turizm mekanlarının gelecekte daha çok tercih edileceği görüşü ağırlık kazandı. Turizm Yazarları ve Gazetecileri Derneğinin (TUYED) işbirliğiyle düzenlenen panelin ardından, 72 ülkeden 312 sanatçının eserleriyle başvurduğu Uluslararası Turizm Karikatürleri Yarışmasının ödül töreni gerçekleştirildi.
Betonlaşma ve her şey dahil sistemi büyük tehdit
Panelde sektör adına çarpıcı tespitlerde bulunan Vural Öger, son 30 yılda yaşanan plansız yapılaşma ve betonlaşma yüzünden Türkiyenin artık yabancı turiste cazibe ve farklılık unsuru sunmakta güçlük çektiğini savundu. Turizmin yıllar boyunca sadece döviz getiren bir sektör olarak görüldüğünü ifade eden Öger, Turizmde otantik mimari çok önemlidir. Maalesef rant hesapları ve plansız yapılaşma neticesinde Ege-Akdeniz sahil şeridi beton bloklardan oluşan bir bölge haline geldi. Akdeniz Çanağının en güzel otellerine sahibiz ama ülkemize gelen turistleri her şey dahil sistemiyle otelde hapsediyoruz. Kendi kültürümüzü anlatacak mekanları yaratamıyoruz. Netice olarak, gelen turist Türk misafirperverliğini yaşayamadan, Türk kültürüyle tanışamadan ülkesine dönüyor. Otantik bir turizm mimarisine ihtiyacımız var. dedi.
Mekandan bağımsız turizm mimarisine doğru
Çok sayıda ödüllü turizm yapısında imzası bulunan Mimar Gökhan Avcıoğlu, Ögerin tespitleri doğrultusunda, Türkiyenin turizmde rekabetçi avantajlarının "misafirperverlik" ve samimiyet kavramları olduğuna dikkat çekti. Yeni tüketici taleplerinin mekandan bağımsız geliştiğini ifade eden Avcıoğlu, Genç kuşak daha spontan hareket ediyor. Gelişen ulaşım imkanları da buna imkan sağlıyor. Turizm mimarisi yapay mekanlar yaratmak yerine, mekanın özündeki unsurları öne çıkarmalı. Geçmişin hatalarından ders alarak kültürel değerlere yeni bir bakış açısı getirebilirsek, özgün ve samimi mekanlar tasarlayabiliriz. diye konuştu.
Mimariye kadın dokunuşu
Romanlarında, yarattığı karakterler kadar mimari yapıları ve mekanları da ustalıkla işleyen gezi yazarı Buket Uzuner, Bernard Shawun Sürekli tatil cehennemin kendisidir. sözünü hatırlatarak, tatili kısa süreli özgürlük ve çalınmış zaman olarak tanımladı. Dünyadaki bütün eski şehirlerin erkekler tarafından ve erkeklerin ihtiyaçları doğrultusunda kurulmuş olduğuna dikkat çeken Uzuner, günümüzde kadın mimarların sayısının artmasına ve kadın tüketicilerin satın alma kararında belirleyici hale gelmesine paralel olarak, turizm mimarisinin de değiştiğini savundu. Uzuner, Kadın mimarların varlığı tatil kavramına önemli bir dokunuş getirdi. Turizm; demokrasi, kadın, insan hakları ve çevre sorunlarından bağımsız olarak düşünülemez.dedi.
Betonlaşma ve her şey dahil sistemi büyük tehdit
Panelde sektör adına çarpıcı tespitlerde bulunan Vural Öger, son 30 yılda yaşanan plansız yapılaşma ve betonlaşma yüzünden Türkiyenin artık yabancı turiste cazibe ve farklılık unsuru sunmakta güçlük çektiğini savundu. Turizmin yıllar boyunca sadece döviz getiren bir sektör olarak görüldüğünü ifade eden Öger, Turizmde otantik mimari çok önemlidir. Maalesef rant hesapları ve plansız yapılaşma neticesinde Ege-Akdeniz sahil şeridi beton bloklardan oluşan bir bölge haline geldi. Akdeniz Çanağının en güzel otellerine sahibiz ama ülkemize gelen turistleri her şey dahil sistemiyle otelde hapsediyoruz. Kendi kültürümüzü anlatacak mekanları yaratamıyoruz. Netice olarak, gelen turist Türk misafirperverliğini yaşayamadan, Türk kültürüyle tanışamadan ülkesine dönüyor. Otantik bir turizm mimarisine ihtiyacımız var. dedi.
Mekandan bağımsız turizm mimarisine doğru
Çok sayıda ödüllü turizm yapısında imzası bulunan Mimar Gökhan Avcıoğlu, Ögerin tespitleri doğrultusunda, Türkiyenin turizmde rekabetçi avantajlarının "misafirperverlik" ve samimiyet kavramları olduğuna dikkat çekti. Yeni tüketici taleplerinin mekandan bağımsız geliştiğini ifade eden Avcıoğlu, Genç kuşak daha spontan hareket ediyor. Gelişen ulaşım imkanları da buna imkan sağlıyor. Turizm mimarisi yapay mekanlar yaratmak yerine, mekanın özündeki unsurları öne çıkarmalı. Geçmişin hatalarından ders alarak kültürel değerlere yeni bir bakış açısı getirebilirsek, özgün ve samimi mekanlar tasarlayabiliriz. diye konuştu.
Mimariye kadın dokunuşu
Romanlarında, yarattığı karakterler kadar mimari yapıları ve mekanları da ustalıkla işleyen gezi yazarı Buket Uzuner, Bernard Shawun Sürekli tatil cehennemin kendisidir. sözünü hatırlatarak, tatili kısa süreli özgürlük ve çalınmış zaman olarak tanımladı. Dünyadaki bütün eski şehirlerin erkekler tarafından ve erkeklerin ihtiyaçları doğrultusunda kurulmuş olduğuna dikkat çeken Uzuner, günümüzde kadın mimarların sayısının artmasına ve kadın tüketicilerin satın alma kararında belirleyici hale gelmesine paralel olarak, turizm mimarisinin de değiştiğini savundu. Uzuner, Kadın mimarların varlığı tatil kavramına önemli bir dokunuş getirdi. Turizm; demokrasi, kadın, insan hakları ve çevre sorunlarından bağımsız olarak düşünülemez.dedi.