AVNİ AKER; BEDEN ÖĞRETMENİ DEDENİN TURİZM EĞİTİMCİSİ TORUNU
Sporcu dedenin torunu Avni Aker’i kısaca tanıyabilir miyiz?
Dünyaya gözlerimi 1946 yılında Trabzon’da açmışım. Adını gururla taşıdığım dedem, Trabzon’da öğretmen okulunu bitirip, daha sonra İstanbul’da Çapa Öğretmen okulunda, Beden Eğitimi Öğretmenliği almış.Trabzon’a büyük hizmetleri bulunan bir spor gönüllüsü. Trabzon Lisesinin ilk Beden Eğitimi Öğretmeni aynı zamanda Beden Terbiyesi İl Müdürü. İnternette arama yapılırken dedemle ilgili benden fazla haber çıkmasından gurur duyuyorum. Trabzon’ da Kulüpler kurulmasına öncülük etmiş. Birçok gencin yetişmesinde emeği var. Trabzon’a futbol sahasını kazandırmış, o dönemde sporla ilgili her etkinliği düzenlemiş bir kişi. 1980 yılında Stadyum’a onun ismini verdiler.
Sanırım dedenizin sporcu yanını değil de eğitimci yönünü almışsınız yanılıyor muyum?
Haklısınız. Ben dedemin tersine futbolla bağdaşamadım. Babamın da sporla ilgisi yoktu. Maliye Bakanlığı Baş Hesap Uzmanı olarak İstanbul’da görev yaptı. İlk, orta ve lise eğitimimi İstanbul’da tamamladım. Avusturya Lisesi’ni bitirdikten sonra, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’ne 1967 yılında başladım.
Turizmli ilk kez ne zaman ve nasıl tanıştınız?
1963 yılında bir arkadaşım Tünel’de faaliyet gösteren Ataoğlu Seyahat Acentesinde işe başladı. Sık sık onu ziyarete gidiyordum. Şirketin sahibi yabancı dil bilen kültürlü biriydi. Dil bildiğimden broşür dağıtımı veya bazı turlara beni de çağırmaya başladı. İstanbul çevresi turlar,geziler yapılıyordu. Ben de, müşterilerle nasıl konuşulur, nerelerde mola verilir, tura çıkmadan önce hangi hazırlıklar yapılmalı gibi birçok ayrıntıyı bu gezilerde öğrendim.
Daha sonra turizmle ilgili bir eğitim aldınız mı?
17 yaşındayken, Türkiye Milli Talebe Federasyonu’nda, lisan bilgisi ve genel kültür ağırlıklı, bir nevi rehberlik sınavı yapıldı. Çok kapsamlı ve geniş yelpazeyi içeren bu sınava katılıp başarılı oldum. Ankara Caddesinde eski Hürriyet Matbaasının karşısındaki bina, TMTF binasının giriş katında, Turizm Birimi görev yapıyordu. Biz orada yurtdışından gelen öğrenci ve gençlere danışma ve gezi hizmetleri veriyorduk. Danışma Şefi’miz Sedat Pınar abimizdi. Burada aynı zamanda yurtdışından gelen öğrencilere uluslararası öğrenci kimliği yerine, Türkçe öğrenci kimliği veriyorduk. Kimi zaman da Sedat Pınar Başkanlığında Sirkeci Garına gidip, Avrupa’dan gelen öğrenci-gençlik trenlerini karşılıyor, onları otobüslerle binamıza getirip, danışma hizmeti sağlıyorduk.
Öğrencilere ayrıca, rehberlik ve konaklama hizmetleri de veriyorduk. Abilerimiz Anadolu turlarına çıkmaya başladı. Bu işlerin başında bulunan Çetin Kayra abimiz işini çok seven tam bir turizm gönülsüsüydü. Turizmi sevmemde onun etkisi büyüktür. O dönemde birlikte olduğumuz birçok arkadaşımız, turizm sektöründe çalıştılar.
Rehberlikten sonra otelciliğe geçişiniz nasıl oldu?
Federasyon’un Ankara ofisinde de bir dönem turizm adına güzel şeyler yaptık. 1967 yılına gelindiğinde de İstanbul’da yeni açılmış olan Tecmen ailesine ait Kalyon Otel’de kasiyer olarak işe başladım. Ben otelcilik okumadım ama orada birbirinden değerli ustalardan işin inceliklerini öğrenme şansını yakaladım. Bunlar öylesine insan sarrafı olmuştu ki, müşterinin gözüne bakınca ne kadar bahşiş vereceğini bir çırpıda tahmin ederlerdi.
Servisi, hizmeti sanata çevirmiş, işin doruğunda ustalardı. Berlin Hilton’dan gelmiş olan Seyfettin Bey, daha sonra İngiltere’ye gitti. Öğle saatlerinden sonra servise ara verildiğinde ustalarımız bize deneyimlerini aktarırdı. Hepsinden çok şeyler öğrendim. Necip Usta’nın Soğuk Şefi, bizim Mutfak Şefimizdi. İşini seven çok disiplini Süleyman Toper, Restoran Şefimizdi. Onunla çalışmak bir ayrıcalıktı. Sonra ön büroya geçtim.
Bu işleri yaparken bir yandan da üniversiteye devam ediyor muydunuz?
1968 olayları nedeniyle üniversitelerde sürekli işgal ve boykotlar vardı. Üniversite kapanınca ben de Marmaris’e gittim. Ege’yi gezerek incelemelerde bulundum. Gezi sırasında Turizm Bankası işletmesi olan Marmaris Tatil Köyü’nde de bazı gözlemlerde bulundum. İstanbul’a dönünce turizmin bölge ekonomisine katkıları üzerine bir tez hazırlamaya karar verdim.
Rahmetli hocam Cavit Orhan Tütengil beni Şile’ye yönlendirdi. Şile’de Değirmen Otel’de birkaç gün kalıp çalışmalarımı sürdürdüm. Tezimi hocama teslim ettiğimde çok beğenip ‘pekiyi’ notu verdi. Bu da beni motive etti.
Anlaşılan turizme iyice ısınmanızda Tütengil Hocanın da epey katkısı olmuş değil mi?
Elbette, kendisini rahmet ve şükranla anıyorum. Bir şey yapmak istiyordum ama ne yapacağımı bilmiyordum. Kendisi bana yol gösterdi. Derken, 1972 yılı gelip çatınca, Turizm Bankası yöneticilerinden Hayret Türel’e Marmaris’teki otellerinde çalışmak üzere bir görüşme yaptım. Hayret bey çalışabileceğime ikna olunca, beni Marmaris Tatil Köyü’ne resepsiyon şefi olarak atadı. Bu kez yöneticilikte bana ustalık eden Hayret Beyle işbirliği içinde çok güzel işler yaptık. Beni her şeye koşturup, kısa sürede otelcilik işini öğrenmemi sağladı. Nitekim, o yıl 26 yaşında İşletme Müdür Yardımcılığına atandım.
Otelin her biriminde çalışmanın size ne gibi yararları oldu?
Öncelikle bütün birimleri ve işlerin nasıl yürüdüğünü öğrendim. Ayrıca, aldığım sorumluluğun gereklerini yerine getirmeyi de öğrendim. Dahası her birimi tanıyarak, adım adım yukarıya çıkıp yönetici olma şansını yakaladım. Müşteri ilişkilerini, empati yapmayı Hayret Beyden öğrendim. Gelişmeleri birlikte değerlendirip, birbirimizin görüşünü alarak bir anlamda sanki akademik çalışmalar yapıyorduk.
Marmaris deneyimi size başka neler kattı?
Otelin kapalı olduğu dönemi de değerlendirip, konaklayanların kayıt kartlarını incelemeye başladım. Bilgileri meslek, gelir düzeyi, eğitim, nereden geliyorlar gibi, sınıflamalara tabi tutarak düzenledim. İstatistiki bilgiler çıkardım. Bunlar daha sonra bizim işimize çok yaradı
Hayret Bey’le bu verileri inceledik, değerlendirdik. Bizde kalan misafirler içinde bankacıların yoğun olduğunu görünce, İstanbul’daki bazı banka müdürlerine gidip tesisi tanıtmaya karar verdik. Bu tanıtımlar kısa sürede meyvesini verdi. Bize gelenler diğer il, hatta diğer bankalardaki personeli de otelimize yönlendirmeye başladı. Böylece, satış-pazarlama işini de öğrenmiş oldum.
Bu arada eğitimciliğe nasıl başladınız?
Hayret Beyle konuşup, tesisin çevre köy ve kasabalarından çocukları otelci olarak yetiştirmeye karar verdik. Kaymakam ve muhtarlardan iş arayan orta okul mezunu gençleri bize yollamalarını rica ettik. Gelen gençleri işe alıp, önce pinoteks boyacı, sonra adım adım garson, belboy ve diğer alanlarda eğitip çalıştırdık. Yıllar sonra yetiştirdiğimiz çocuklardan biri olan Hüseyin’i, bir zamanlar İstanbul’da hizmette olan Carlton Otel’de çalışırken görünce çok mutlu oldum.
Marmaris’ten sonraki durağınız neresi oldu?
Çok şey öğrendiğim Marmaris’ten 1973 yılında ayrılıp askere gittim. Eğitimcilik işi askerde de peşimi bırakmadı orada da eğitim bölüğünde görevlendirildim. Askerlik sonrası otelcilik mezunu aynı zamanda Marmaris’te birlikte çalıştığım Kıymet Aker’le evlendim. Yeni işyerim Ataköy Turistik Tesisleri’nin A, B, C motellerinde ise yiyecek-içecek işleri yöneticisi ve gece müdürü görevlerinde çalıştım. Dönemin en büyük bir kampingi de olan bu tesiste çalışırken, Cevdet Kihtir abimizden çok şey öğrendim. Sonra, yöneticilerle ücret konusunda anlaşamayıp ayrıldım.
Sonra neler yaptınız?
Ankara’da Cem Tarhan’a gidip ne yapabiliriz diye sordum. Bana, Turizm Bakanlığı’nın Güney Antalya Turizm Gelişim Projesi olduğunu ve buraya otel projelerinden anlayan birine ihtiyaç olduğunu söyledi. Bölge müdürü olan Seyhun Örs’e özgeçmişimi verdim. Önüme bir mimari proje koyup, ‘Bu nedir anlatın bakalım’ dedi. Ben de anlatmaya başladım, ikna olunca 1978’de Antalya’ya gelip işe başladım. Burada ve bu proje kapsamında Dünya Bankası’nın Ankara’da gerçekleştirdiği kurslardan ikraz, fon kullanımı, planlama konularında ciddi bilgiler edindim.
Güney Antalya Turizm Gelişim Projesi’nin önemini özetleyebilir misiniz?
Türk turizminde ilk önemli araştırma, 1964’te o dönem ODTÜ Öğretim Üyesi olan, Doç.Dr.Mübeccel Kıray’ın “Yedi Yerleşme Noktası’nda Turizm ile ilgili Sosyal Yapı Etüdüdür” son derece kapsamlı bir çalışmadır. Daha sonra 1968 yılında Side Turizm Projesi, çok önemli adımlardır. DPT ve Turizm Bakanlığı’nın planlama çalışmaları 1975 yılında “Güney Antalya Turizm Gelişim Projesi’nin” oluşturulmasını sağlamıştır. Bu çalışmalar, 1982’de turizmde ciddi bir sıçramaya neden olan 2634 sayılı Turizm Teşvik Kanunu’nun da altyapısını oluşturdu. Güney Antalya Turizm Gelişim Projesi ise, Türkiye’de yapılmış ilk önemli çalışmalardan biridir. Bu projede 1987’ye kadar çalıştım.
Bu projeden sonra eğitimcilik işine profesyonel olarak başladınız değil mi?
Evet, Antalya Kemer’de OTEM (Otelcilik ve Turizm Eğitim Merkezi), TUGEV (Turizm Geliştirme Vakfı) adına süreleri yedi aylık olan eğitimleri başlattım. 1983-2007 yılları arasında ise Akdeniz Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksek Okulu ile Turizm ve Otel İşletmeciliği programlarında yarı zamanlı olarak, turizm ve işletmecilik konularında dersler verdim. 2009 yılından beri de TRT Antalya Radyosu’nda “Bölgemizde Turizm” programını hazırlayıp sunuyorum.
Biraz da dernekçi yönünüzden bahseder misiniz?
POYD’un (Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği) 1992 kurucu üyesiyim. 1992-2004 yılları arasında Yönetim Kurulunda görev aldım. SKAL, İNKAY (İnsan Kaynakları Yöneticileri Derneği) ve TUYED (Turizm Yazarları ve Gazetecileri Derneği) üyesiyim. TUYED, 1998’de Turizme Hizmet Ödülleri çerçevesinde beni “Turizm Eğitimcisi” ödülüne layık gördü.
2008-2009’da Skal International Antalya Yönetim Kurulu, 2009’da da İNKAY Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olarak görev yaptım. 2010 da ve bu yıl İNKAY - Akdeniz Üniversitesi Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu ile birlikte Sempozyumlar düzenliyoruz. Onbir Üniversitemizden, değerli Hocalarımız ve genç Öğretim Üyeleri katılıyor. Bu programlarda 22- 26 bildiri sunuluyor. Bildiri Kitabı yayınlanıyor. Gelecek yıllarda bu sempozyumu uluslararası bir boyuta taşımayı hedefliyoruz.