KAZDAĞLARINA SAHİP ÇIKMAK İÇİN BULUŞTULAR

Çanakkale'nin Suyuna Sahip Çıkmak İçin On Binler Su ve Vicdan Nöbetinde Buluştu .

KAZDAĞLARINA SAHİP ÇIKMAK İÇİN BULUŞTULAR

Çanakkale’nin tek su kaynağı olan Atikhisar Barajı su toplama havzasında yürütülen metalik maden faaliyetlerine karşı binlerce vatandaş, Çanakkale’nin suyuna, toprağına ve doğal yaşamına sahip çıkmak için “Büyük Su ve Vicdan Nöbeti Buluşması”nda bir araya geldi.

Kirazlı-Balaban Mevkiinde düzenlenen büyük buluşmaya Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek, CHP Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylan, CHP milletvekilleri, geçmiş dönem milletvekilleri, il, ilçe ve belde belediye başkanları, Çanakkale’den ve çevre il ve ilçelerden çok sayıda çevre örgütü, sendika, oda ve meslek örgütü, sanatçılar, aydınlar ile binlerce vatandaş katıldı. Nöbet alanında başlayan etkinlikte ilk olarak Sadık Gürbüz ve Ataol Behramoğlu okudukları şiirler ile nöbete katılanlara destek oldu. Su ve Vicdan Nöbeti Koordinasyon Kurulu adına Belediye Başkan Yardımcısı İrfan Mutluay ve Pınar Bilir, Kirazlı-Balaban Mevkiinde faaliyete geçen metalik madencilik çalışmalarına karşı yürütülen mücadele süreci hakkında bilgiler verdi. Çanakkale Baro Başkanı Avukat Bülent Şarlan ise bu süreçte yaşanan hukuk mücadelesine ilişkin bilgiler verdi.

Kirazlı Balaban Mevkiinde gerçekleşen doğa katliamına ve devam eden mücadele sürecine ilişkin yapılan bilgilendirmelerin ardından Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, nöbete destek vermek için Çanakkale ve çeşitli kentlerden gelen doğaseverlere seslendi. Başkan Gökhan; “Bu gördüğünüz doğa bizlere emanettir. Allah tarafından insanoğlu için yaratılmıştır. Bunu gelecek nesillere aktarmak için de amil hüküm vardır. Ey dindar geçinenler sözüm size. Burada Allah’ın yarattığı bitkiyi böceği doğasını yok ediyorsunuz. Allah sizi bildiği gibi yapsın. 2007 yılından bu yana mücadele ediyoruz. Hatta 2007 yılında önce MHP’li arkadaşlarımız bu maden felaketine dikkat çekmişler, 2012 yılında da şu anda aramızda bulunan Ali Sarıbaş mecliste bu mücadeleyi devam ettirmiş. Bu hale gelinceye kadar neredeydiniz diyenlere söylüyorum; biz işin başından beri buradayız. ÇED sürecinin başından beri buradayız. Dolayısı ile mücadelemiz 12 yıldır devam ediyor. Buralarda da başarılı sonuçlar aldık. ÇED’leri iptal ettirdik. Hukuki kazanımlarımız da oldu. Ama burada devlet güçleri o kararları dinlemeden ağaç kıyımlarına göz yumdu. Artık işleri yalana kaldı. Şu anda etrafınızı görüyorsunuz. Sayın Bakan diyor ki; ‘oraları Kazdağı değil, Kazdağı 40 kilometre ötede’. Burası Kazdağı değil de Arabistan çölü mü? Tam da Kazdağları burası, tam da göbeği. Çanakkale’nin su kaynağı. Biraz sonra bu dağların arkasını göreceksiniz. Eğer insan yanınız varsa gözleriniz yaş içinde kalacaktır. Gördüğünüz o dağ kalkacak. Bu toprakları gideceğimiz alana götürecekler ve siyanürleyecekler. Sonra da içindeki altını alıp, defolup gidecekler. Biz de bunu yapmadan önce defolup gitmeleri için buradayız” dedi.

“Ölürüz, Bu Topraklara Gömülürüz”

Altıncılara karşı sonuna kadar mücadele edeceğini vurgulayan Başkan Gökhan; “50 yıl önce 1968 kuşağı Dolmabahçe’de altıncı filoyu defetmişti. Bazıları da orada namaz kılmıştı. O zaman orada altıncı filoya defol dedik, şimdi burada da altıncı filoya defol diyoruz. Aynı mücadeleye devam ediyoruz. Çünkü bu topraklar bizim. Biz Mustafa Kemal’in tam bağımsız Türkiye ideolojisini savunan insanlarız. O zaman da Deniz Gezmişler tarafından bu irade ortaya konmuştu, şimdi biz de aynısını yapıyoruz ve yapmaya da devam edeceğiz. Ölürüz, bu topraklara gömülürüz” dedi.

“Toprağımı, Suyumu Zehirleyeceksin”

Siyanürün altın aranırken değil, altın ayrıştırılırken kullanılacağını belirten Başkan Gökhan; “Şu anda bulunduğunuz alanın ilerisinde Çanakkale var. Buradaki yeraltı ve yerüstü suları bizim barajımıza doğru gelmekte. Bunların zehirlenmesine karşı mücadele ediyoruz. Burada siyanür ile altın aramıyorlarmış. Çıkarırken de kullanmayacaklarmış. Bunları biz de biliyoruz. Ama altını alırken ne kullanacaksın? Onu ayrıştırırken memba suyu mu kullanacaksın? Siyanür kullanacaksın ve toprağımı, suyumu zehirleyeceksin. Benim vatandaşlarımı risk altında bırakacaksın” şeklinde konuştu.

“Elbette Değeri Düşecek”

Çanakkale’nin marka ürünlerinin de zarar göreceğinin altını çizen Gökhan; “Çanakkale’nin Ezine Peyniri tescilidir. O marka tescilinde tam da buraları tarif ediyor. Orada Kirazlı köyleri diyor. Tescilli peynirimize de göz diktiler. Onun için ekonomik olarak da mücadele ediyoruz. Hatta son günlerde bunu çok abartmayın, markalı ürünlerimiz de zarar görür diyorlar. Yani bu duyulursa, domatesin, Bayramiç beyazının, peynirin değeri düşermiş. Biz de tam bunu diyoruz. Sen bunu buraya yaparsan elbette değeri düşecek. Bunu yaptırmamak için azimle mücadele ediyoruz” dedi.

“Doğayı Tahrip Etmeyin Diyoruz”

Madenci şirketin teşvik de aldığını ifade eden Başkan Gökhan; “Bir de bunlar devlet tarafından korunuyor. Burada 100 milyon dolarlık yatırım yapacağım diyor. Adam 680 milyon Türk lirası teşvik aldı. Vergi, KDV ödemeyecek. Bütün bunlardan muaf. Sonuçta da buradan çıkaracakları altının sadece yüzde 2’sini bize bırakacaklar. Bırakın biz bu yüzde 2’yi istemiyoruz. Şu doğayı tahrip etmeyin diyoruz. Onlar ısrarla altın borsasının değeri düşmesin diye buradan altın çıkarmaya ısrar ediyorlar. Kanada da az vermek için şirket merkezini Hollanda’ya taşımışlar. Yani Man Adası gibi düşünün” şeklinde konuştu.

“Bu Doğa Düşmanlığı Nedir?”

Doğa mücadelesinin tüm Türkiye’de sürdüğünü belirten Gökhan; “Tabi sadece kendi topraklarımız için değil, Cerattepe’de de Munzur’da da, Fatsa’da da, Hasankeyf’te de tüm doğa katliamlarına ses çıkarıyoruz. Yani bu doğa ile ne alıp veremediğiniz var anlamıyorum. Nedir bu hırs, bu doğa düşmanlığı?  Sayın Cumhurbaşkanının enteresan bir konuşmasına denk geldim. 9 Ocak’ta söyle diyor; Ormanların kesilerek toprakların çoraklaştırılmasına karşı; “Şu para nelere muktedir’. ‘Bu kapitalizm nelere muktedir’ diyor Sayın Cumhurbaşkanı. Buradan teşekkür ediyorum kendisine. Gerçekten duygularımızı dile getirmiş” dedi.

“O Köyde Yaşayacak İnsan Bulamayacağız “

Doğa katliamı nedeni ile hayvanların da büyük ölçüde etkilendiğini vurgulayan Gökhan; “Burada anayasal bir suç işleniyor. Anayasamızda; Herkes sağlıklı ve temiz bir çevrede yaşama hakkına sahiptir yazıyor. Çevreyi geliştirmek, çevreyi korumak ve çevre kirlenmesini önlemek, devletin ve vatandaşların ödevidir der anayasamız. Şu anda bu görevi yerine getiriyoruz. Devleti de bir an önce görevini yapmaya davet ediyorum. Devlet görevini yapmalı ve bu doğa talanına dur demeli. Bir arkadaşımız buraya gelirken yoldan 2 tane karaca geçiyor. Ey insanlar onlar bu ormanda yaşıyorlar. Aşağıda Serçeler köyü var. Oraya kurtlar indi. Yılbaşından beri neredeyse bir sürüye yakın koyun orada telef oldu. Çünkü onların yuvalarını dağıttın. Maden araması için ağaçları kestin, doğayı katlettin. Bu hayvanlar nereye gidecekler? Elbette ki gıda, barınak bulmak için köylere gelecekler. Ama buna karşı çıkma noktasında çekiniyorlar. İş vaat edilerek kandırılıyorlar. Eğer böyle devam ederse, o köyde yaşayacak insan bulamayacağız. Çünkü artık her taraf talan edilmiş olacak” şeklinde konuştu.

“Boşuna Debeleniyorlar”

Konuşmasını sürdüren Başkan Gökhan; “Belediye Başkanı olarak burada ne işim var? Burası bizim su koruma havzamızın başı. Bu su koruma havzası bize verildi. Buradan Atikhisar Barajına kadar olan suyun güvenliğinden, sağlıklı olmasından ben sorumluyum. Ben bu mücadeleyi yapmazsam, bana hesap sorulur. Tabi doğa için de mücadele ediyorum ancak yasal sorumluluğumu da yerine getiriyorum. Daha yasaları, yönetmelikleri bilmeyenler ahkam kesiyorlar. Boşuna debeleniyorlar” dedi.

“Onu Rahmetle Anacağız”

Konuşmasında eski Orman Bölge Müdürü Talat Göktepe’yi de anan Başkan Gökhan; “Ben burada Talat Göktepe’yi anmak istiyorum. Talat Göktepe, Çanakkale Orman Bölge Müdürü görevi yapıyordu. 1994 yılında Gelibolu yangınında yangının içine girdi ve oradaki ağaçları kurtarmak için canını verdi. Karşıya heykelini diktiler. Heykelde sağ elinin altında ceylan vardır. O ceylanlar burada koşan ceylanlardır. Biz onu rahmetle anacağız. Ama bunları beddua ile anacağız” dedi.

Konuşmaların ardından büyük bir katılım ile nöbet alanından maden alanına yürüyüşe geçildi. Altın madenciliğine karşı pankartlar ve dövizler ile yürüyüşe geçen binlerce vatandaş, doğa katliamının durdurulması için tek ses oldu. Maden alanına giren binlerce doğasever, alanda yapılan doğa katliamını yerinde gördü. Maden alanının içinde bir araya gelen doğaseverlere, Belediye Başkan Yardımcısı Mutluay burada gerçekleştirilen doğa katliamına ilişkin bilgiler verdi. Ardından maden sahasının girişinde bir araya gelen doğaseverler burada yapılan ağaç katliamına tepki olarak ağaç dikimi gerçekleştirdi.